Ruhsal Sağlık ve Somatik Belirtiler Ruhsal sağlığımız ve zihinsel sağlığımız birbirinden ayrı görünse de sağlık bir bütündür. Yaşadığımız duygusal deneyimler vücudumuzda fiziksel belirtilerle ortaya çıkabilmektedir. Vücudumuza yansıyan fiziksel belirtiler, somatik belirtiler olarak adlandırılır. Özellikle yaşadığımız belirtilerin fiziksel bir nedeni bulunmadığında bu belirtilerin psikolojik kökenli olduğu düşünülebilir. Somatik Belirtiler Neler Olabilir? Somatik belirtiler, psikolojik sıkıntıların fiziksel olarak ortaya çıkması olarak tanımlanabilir. Sırt ve bel ağrıları, kas gerginlikleri, mide bulantısı ve baş ağrısı gibi semptomlar somatik belirtiler olabilir. Stres ve anksiyete, kaslarda gerginlik ve kasılmalara neden olarak özellikle sırt ve bel bölgesinde kronik ağrılara yol açabilir. Aynı şekilde, günlük yaşamda karşılaşılan stres faktörleri, boyun ve omuz bölgelerinde kas gerginliklerine neden olup hareket kısıtlılığı yaratabilir. Mide bulantısı, karın ağrısı, hazımsızlık ve sindirim sorunları da yaygın somatik belirtiler arasındadır; bu tür rahatsızlıklar genellikle yoğun stres ya da kaygı ile tetiklenir. Özellikle stresli bir olayın hemen ardından mideyle ilgili bu belirtiler ortaya çıkabilir. Ayrıca, gerilim tipi baş ağrıları, psikolojik gerginliklerden kaynaklanan bir diğer yaygın belirtidir ve kişinin iş ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir. Baş Ağrısı Nasıl Psikosomatik Olabilir? Baş ağrısı en yaygın meydana gelen psikosomatik deneyimlerden biridir. Birçok insan baş ağrısının fizyolojik olabileceğini düşünse de psikolojik faktörler ağrının ortaya çıkmasında rol oynayabilmektedir. Gerginlikler, günlük yaşamdaki stres baş ağrılarını arttırabilir. İş temposunda yaşanan yoğunluklar, ilişkilerde yaşanan zorluklar stres seviyemizi arttırabilir ve bu da daha çok kasların gerilmesine sebebiyet verebilir. Bu şekilde baş ağrısı meydana gelebilmektedir. Bunlara ek olarak olumsuz geçmiş yaşam deneyimleri de kişilerin hem zihinsel hem de bedensel olarak savunma geliştirmesine, sinir sisteminin aşırı uyarılmasına neden olabilmektedir. Bu durum yine bireylerin baş ağrısı deneyimlemesine sebep olabilmektedir. Ağrı ve Geçmiş Yaşam Deneyimleri Arasında Bir Bağlantı Var mıdır? Fiziksel hastalığın meydana gelmesi için herhangi bir sebep bulunamadığında zorlu geçmiş yaşam deneyimleri yani travma bu fiziksel belirtilerin sebebi olabilmektedir. Somatik belirtiler yalnızca mevcut ruhsal durumdan etkilenerek meydana gelmeyebilir. Bireyin geçmiş yaşam deneyimleri somatik belirtilerin, kronik ağrıların ortaya çıkabilmesine neden olmaktadır. Travmayla çalışan uzmanlar travmanın bir insanı kör, sağır, dilsiz yapabileceğini söylerken aynı zamanda kronik boyun ya da bel ağrısı, kronik yorgunluk, bronşit, astım, baş ağrısı ve migren gibi psikosomatik rahatsızlıkların sebebi olarak tanımlamaktadırlar. Zihin ve beden birbirlerini pek çok şekilde etkileyebilmektedir. Stres ve ağrı birbirlerini etkileyen bir dinamik oluşturabilir. Stres gergin kaslara sebep olabileceği gibi hormonlar ve bağışıklık sistemi üzerinde etki edebilmektedir. Travma ve çözülmemiş duygusal sorunlar da strese neden olabileceği için bu döngüye katkıda bulunabilir. Olumsuz geçmiş yaşam deneyimleri sinir sistemini aşırı aktif hale getirebilmektedir. Bu da kişinin stres ve aşırı uyarılma halinde kaldığını gösterebilir. Kronik ağrı da bu aşırı aktivasyonun sonucunda meydana gelebilmektedir. Olumsuz geçmiş deneyimlere sahip olan bazı kişiler travmanın belirli yönlerini yeniden yaşıyor gibi yeniden deneyimleyebilir. Flashbackler veya kabuslar gelebilir. Böyle bir durumda sinir sistemi yine aşırı aktif hale gelebilir ve “savaş-kaç” tepkileri verilebilir. Böylesine yüksek bir stres tepkisine maruz kalmak da uyku bozuklukları, duygusal uyuşma, aşırı uyarılma, depresyon ve anksiyete, duyguları düzenleyememe gibi belirtilere neden olabilirken kronik ağrı deneyimlerine de olumsuz olarak etki edebilir. Somatik Belirtiler Yaşayan Kişiler Neler Yapabilir? Eğer yaşanan ağrı fiziksel bir deneyime dayanmıyorsa böyle bir durumda kişiler, duygusal durumlarını gözden geçirmelidirler. Kendi stres seviyelerini, yaşamdaki zorlandıkları olayları ve duygularını fark etmek bu belirtilerin anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Bu noktada, günlük yaşamdaki stres seviyesini yönetebilmek için stresle başa çıkma becerilerini geliştirmek önem taşımaktadır. Sosyal destek de somatik belirtilerin azalmasında yardımcı olabilir. Bazen konuşulmamış duyguları arkadaşlarla, sosyal çevremizle paylaşmak bile belirtilerin azalmasına yardımcı olabilir. Bunun dışında gerekli durumlarda psikoterapi almak, somatik belirtilerin psikolojik nedenlerini keşfetmek ve bu belirtileri kontrol altına alabilmek için gereklidir. Daha Fazla Okuma İçin Kaynak Önerisi: Levine, P. A., & Frederick, A. (2013). Kaplanı uyandırmak. Z. Yalçınkaya, Çev). İstanbul: Butik Yayıncılık. Somatic Symptom Disorders: Conceptual Overview and Update on Evidence-Based Assessment and TreatmentApproaches, IntechOpen, Erişim tarihi: 04 Ekim 2024 Yaşantı Psikoloji Kategori: Kişisel Gelişim Geri Dön