Beklentileri Karşılama Kaygısı Bir başkasının beklentisini yerine getirmediğinizi düşündüğünüz durumlarda yoğun olumsuz duygular yaşamaya başlar mısınız? Ya da “bir başkasının beklentisini yerine getirirsem kabul görürüm, onaylanırım” gibi bir düşünceye mi sahipsiniz? Bir arkadaşınızın veya ailenizin beklentisine ters düştüğünüzü fark ettiğinizde rasyonel değerlenmelerden ve kendinize anlayış göstermekten uzaklaşıp olumsuz hissetmeye mi başlarsınız? Beklenti Nedir? Beklenti, bir durum sonrasında umulan, gerçekleşmesi istenilen şeydir. Beklentiler, insanların yaşam şeklini etkiler. Günlük hayatta her insanın beklentiye girdiğini söylemek mümkündür. Beklentilerin gerçekleşmesi bazen kişiye bağlıyken bazen kişiden bağımsız gerçekleşebilir. Bazen de insanlar başkalarının beklentilerini karşılamak için bir çaba haline girebilir. Bu çaba hali ise kontrol edilmediği takdirde kaygıya neden olabilir. Beklentileri karşılayamamak kişide nasıl kaygıya neden olur? Yaş aldıkça anne-baba, eğitim, toplum gibi unsurlar kültürel beklentilere uyulmasını ister. Bu da kişilerde kabul edilebilir davranış kalıplarıyla iyi geçinmeye çalışma haline dönüşür. Ancak ne zaman ki bu beklentilerin karşılanmadığı tespit edilir, işte o zaman toplum kişiye suçlama eğilimi ile yaklaşabilir. Bu beklentileri karşılamak adına bir zaman sonra insan, yapabileceğinden ötesini yapmak için kendini zorlayabilir. Beklentileri karşılamak için fiziksel veya zihinsel olarak yaşamdan fedakârlık etmek, kendini zorlamak önemli bir kaygı kaynağıdır. Kişi, beklentileri karşılayamamanın yarattığı kaygı ile belki daha az uyur, belki dinlenemez, yapması gereken işlerini ihmal eder veya kendi hobilerini gerçekleştiremez. Kısacası, yaşadığı bu kaygı nedeniyle yaşamdaki işlevselliği zedelenmeye başlar. Tüm bunların sonucundaysa kişinin yaşamdan aldığı doyum azalır. Yani insanlarda karşı tarafın beklentilerini karşılamak için öncesinde bir kaygı, beklentilerin karşılanmaması durumundaysa suçluluk duygusu ön plana çıkabilmektedir. Hissedilen kaygı, kişinin benliğinden uzaklaşmasına yani kişisel değerlerinden ödün vermesine sebep olabilir. Kendi değerlerinden uzaklaşan birey, kendisi ile çatışma içerisine girebilir ve bu çatışma durumu bireyde daha fazla strese, gerginliğe sebep olabilir. Bu durumu daha ayrıntılı açıklayacak olursak; İçinde bulunduğumuz toplumda davranışların derecelendirildiği, onaylandığı veya onaylanmadığı bir mekanizma mevcuttur. Örneğin önce bir akademik hayat, öğrenim devam ederken takdir almak, teşekkür almak, akademik hayattan sonra başarılı olmak gibi. Aile ortamında da durum bu şekilde olabilmektedir. Örneğin sakin bir çocuk olmak, düzenli yemek yemek gibi şeyler bir çocuktan beklenen şeyler olarak sıralanabilmektedir. Bunlarla yoğrulan çocuk, “karşı tarafı memnun etmeliyim, değerli olmak için karşı tarafın beklentilerini karşılamalıyım” gibi bir mekanizmaya sahip olabilir ve tüm bunlar beklentiyi karşılama kaygısının büyük bir perçinleyicisi olabilmektedir. Kısacası, sevginin ve onayın koşullara bağlandığı bir ortamda büyümek beklentileri karşılama kaygısına sahip olmak için bir zemin hazırlayabilir. Beklentileri karşılama kaygısını yoğun yaşayan insanlar genellikle karşı tarafın beklentilerini karşılayıp karşılamadıklarına dair sürekli bir iç hesaplaşma halindedir. Bu kişilerin ilişkinin bitebileceği yönünde, ayrılığa dair fikirleri daha yoğundur. Bir hata yapıp ilişkinin kopabileceğinden çok endişe ederler. Dolayısıyla ilişki, çok kaygan bir zemindeymiş gibi algılanır. Yani “bir hata yaparsam, karşı tarafın beklentilerini karşılamazsam bu ilişki bitebilir” gibi düşüncelere sahip olabilirler. Dolayısıyla kendi sınırlarını aşan noktalarda bile karşı tarafın beklentilerine göre hareket etmeye başlanır. Bu da insanlarda kendi ilişkilerinin çıkarı için kendi istek ve beklentilerinden uzaklaşmalarına neden olur. Ayrıca karşı taraftan herhangi bir olumsuz geri bildirim geldiğinde (kırıldığını söylemek, davranışın yanlış olduğunu söylemek gibi) derin bir hassasiyet geliştirilebilir. Çok tepki verilebilir veya yoğun kaygı krizi yaşanabilir. Beklenti karşılama kaygısı yaşayan insanların, beklentileri karşılamadığında başına gelecek en kötü senaryoyu düşünme eğilimleri vardır. O yüzden beklentileri karşılamak bu kişiler için çok önemlidir. Örneğin iş yerinde kişi beklentileri karşılamazsa belki de yöneticisinin gözünde en iyi çalışan olmayı kaybedecektir. Dolayısıyla bunu kaybetmek istemediği ve insanların gözünde nasıl göründüğüne çok büyük önem atfettiği için beklentileri karşılamak adına yoğun bir çabası vardır. Bu da “koşullu sevilme hissine” yol açabilmektedir. “Ben iyi bir şey yaparsam sevilirim, beklentileri karşılarsam değer görürüm, iyi şeyler yapmalıyım” gibi düşünceye sahip olabilmektedirler. Beklentileri karşılama kaygısının önüne geçebilmek için; Kişinin kendi sınır ve değerlerinden ödün vermeden bu değerlerini karşıdaki kişiye ifade etmesi oldukça önemlidir. Böylelikle baştan belirlenen ve iletişimdeki taraflar tarafından bilenen bu değerler suistimal edilmeyecek, bireyler için yıpratıcı bir hale gelmeyecektir. Beklenti, çıkmaz bir sokak, sonsuz bir döngü gibidir. Her insan ufak da olsa bir beklenti içerisindedir. Kimi beklentiler görünen ve karşı taraftan ifade edilen bir beklenti olarak karşımıza çıkar. Bir de bazen kişi, kendisinden beklenilenden haberdar olmayabilir. Bu da iletişimi aksatacak, hatta bazen iletişimde kopukluklar meydana getirebilecek bir noktaya varabilir. Beklentiye giren kişi neyi beklediğini söylemezse ve karşıdaki kişinin bunu algılamasını beklerse karşılıklı olarak iletişimsizlik meydana gelir. Belki de karşıdaki kişi bu beklentiyi olduğundan daha büyük bir şeymiş gibi algılar. Bu da kişide kaygı yaratabilir. Bu yüzden beklentilerin açıkça belirtilmesi ve net bir şekilde ifade edilmesi mühimdir. Kaygı belirsizlik durumunda yoğunlaşır. Bu nedenle ilişkilerde beklentilerin belirsiz kalmaması ve açıkça ifade edilmesi önemlidir. Beklentileri karşılama kaygısı yaşayan kişiler de bu kaygılarını fark edince ilişkilerinde beklentilerin açıkça dile getirilmesi yönünde talepte bulunabilirler. Beklentileri daha iyi anlayabilmek için kişi kendisine şu soruları sorabilir: “-Benden ne isteniyor, benden beklenilen ne? -Benden beklenilenleri yapmak istiyor muyum? -Ben bu beklentileri karşılayarak mutlu olabilir miyim? Bu soruların da yardımı ile kişi duruma farklı bakış açısıyla yaklaşabilir ve farkındalık kazanabilir. Ancak beklentileri karşılayamama durumundan dolayı yoğun bir kaygı yaşanılıyorsa bir uzmandan yardım almak oldukça önemlidir. Yaşantı Psikoloji Kategori: Kişisel Gelişim Geri Dön