10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü: Psikoterapi mutlu eder mi? “Terapinin hedefi, bir amaca yönelik yaşamanın önündeki engelleri kaldırmak ve kişilerin kendi eylemlerinin sorumluluğunu almalarına yardımcı olmaktır, onlara çözümler sunmak değildir.” Prof. Dr. Irvin Yalom Psikoterapiye başlayan birçok kişi yaşamakta oldukları olumsuz ruh halinden bir an önce kurtulmayı; her seanstan sonra engin bir mutluluğa ulaşmayı bekler. Ancak psikoterapi, kişinin her seans sonrası olumsuz ruh halinden kurtulmasını değil, kendiyle daha çok temas etmesini sağlayarak sorunları karşısında daha çözümsel ve güçlü; dolayısıyla daha huzurlu hissedebilmesine yardımcı olmayı hedefleyen bir süreçtir. Ortaya konmak istenen her kıymetli ürün gibi, psikoterapi de çeşitli deneyimlerin, inişlerin çıkışların olduğu emek isteyen bir sürece ihtiyaç duymaktadır. Psikoterapi işe yarar mı? Topraktan bir çömlek yapmaya çalıştığınızı hayal edin. Hayalinizdeki çömlek belki de pürüzsüz, keyif ve gururla bakacağınız bir vazo olacaktır. Ancak bu vazonun yapım süreci, sonucunda erişeceğiniz görüntüsü gibi pürüzsüz değildir. Bu vazoyu yapmak için öncelikle ellerinizi çamura bulamayı, çamuru yavaş yavaş bir şekle sokmayı denemeyi, bir yandan yorulmayı, bazen hayal kırıklıkları yaşamayı, sabırlı olmayı ve daha nicelerini göze almamız gerekir. Benzer bir şekilde, psikoterapide danışan ile birlikte oluşturulan hedeflere ulaşabilmek için zorlu duygular; bastırılan, aklınızın ucundan bile geçmeyi dilemediğiniz travmalar; belki de hiç fark etmediğiniz bir gerçek ile temas etmek gerekir. Hayat, mutluluk kadar üzüntünün; olumlu pozitif yüklü her duygu kadar negatif yüklü duyguların da yaşandığı bir süreçtir. Terapi ise insanın mikro kozmosu, yani küçük evrenidir. Yaşamda nasıl ki yalnızca mutluluk yok ise, terapi odasında da her türlü duygu konuşulur, deneyimlenir ve kabul edilir. Haliyle bizim için zor olan yıpratıcı durumlar, canımızı acıtan yaralarımız ile haşır neşir olmak beraberinde pek tabii rahatsızlıklar getirecektir. Bu rahatsızlıkların hissedilmesi oldukça normal ve hatta erişilecek yeni farkındalıklar için oldukça gereklidir. Tıpkı kapısı kapalı, karanlık bir odanın önünden geçerken içeride neler olduğunu göremeyeceğimiz gibi, kendimize ve gerçekliğe ilişkin farkındalıklar kazanırken de yaşantılarımızın, duygularımızın, düşüncelerimizin derinliklerinin önünden öylece geçip gidemeyiz. Tam da bu sebeple psikoterapi, kişiye her seans sonrası için sabit bir mutluluk vaat etmez. Ancak kişi, kendiliğiyle alakalı yeni farkındalıklar edindikçe; duygularının, düşüncelerinin ve davranışlarının ötesini keşfettikçe ve kabul ettikçe güçlenecek, güçlendikçe de kendine yepyeni baş etme yolları, kaynakları bulacaktır. Böylelikle kişinin psikolojik dayanıklılığı ve yaşam kalitesi artacaktır. Yaşantı Psikoloji Kategori: Kişisel Gelişim Geri Dön