Ertelemecilik : Bugünün işini yarına bırakmak Erteleme kavramı sorumluklarımızdan, alınması gereken kararlardan, yapılma gerekliliğini içeren görevlerden kaçınma ya da bu görevleri geciktirmektir. Öncelik belirlerken yapılan bir hata da denilebilir, yani önemsiz olanın öne çekilmesi önemli olanın geciktirilmesi de diyebiliriz. Erteleme davranışı, bireyin seçimlerinin sonucunda olumsuz çıktıların olacağını düşünmesi nedeni ile de ortaya çıkabilir. Bir başka açıdan ise; yapılması gereken işler ve görevler kişiye bazen olumsuz duygular hissettirebilir. Erteleme davranışının temelinde yatan nedenlerden bir tanesi de bu olumsuz duygulardan kaçınmaktır. Kimi zaman ise erteleme ile kaygı ilişkilidir. Yapılacak iş kişide kaygı yaratıyor, olumsuz duygulara yol açıyorsa bu durumu yönetememe hali erteleme davranışı üzerinde belirleyici bir faktör gibi gözükmektedir. Bugüne dair olan bir şeyin yarına ötelenmesi ile beklenilmiş olan yarının mevcut koşulları, dünkünden daha kötü olabilir ve buna bir yarın daha ekleyerek erteleme davranışını kronik bir hale büründürmüş oluruz. Bu durum, hedeflenen noktalar ya da istenen sonuçlarla mesafemizi artıracak bir adımdan başka bir şey ifade etmeyecektir. Belki de bir işe başlıyor fakat sürdüremiyor ya da tamamlayamıyor olabilirsiniz. Başladığınız işte bir sıkıntı hissederek bu işi erteliyor ve kendinize anlık rahatlamalar sağlıyor olabilirsiniz. Tamamlamadığımız ve ertelediğimiz işler, tamamladığımız işlere kıyasla daha çok akılda kalır. Yarım kalan ya da hiç başlanmayan bu işler kişide yetersizlik duygularına neden olabilir. Bu yetersizlik hissi birçok olumsuz duygu durumunu beraberinde getirebilir. Erteleme davranışı nedeniyle ilişkilerinizde çatışmalar yaşıyor olabilir, kontrolün sizde olmadığını, öz saygınızda düşüş yaşadığınızı düşünüyor, hedeflerinize ulaşmanızda engel teşkil ettiğini gözlemliyor; zihinsel olarak yorgun, huzursuz hissediyorsanız erteleme davranışı işlevselliğinize etki ediyor olabilir. Ertelemenin nedenleri nelerdir? Ertelemenin nedenlerine göz atacak olursak bazı çalışmalar, ertelemeyi meydana getiren kaygıdan dolayı kaçınma davranışının ebeveyn tutumunun aşırı talepkâr veya aşırı hoşgörülü olmasına yönelik verilen bir tepki olduğuna işaret etmektedir. Erken yaşam olaylarında anne -babanın zorlayıcı tutumlarının çocuklar üzerinde yaratmış olduğu baskılar bir öfke tepkisi şeklinde erteleme davranışı olarak kendini gösterebileceğini iletmektedir. Bir diğer neden arasında erteleme davranışının kısa süreli haz sağlıyor oluşunun kişide öğrenilmiş bir davranış şeklinde kendini gösterebileceğini söyleyebiliriz. Bu bazıları için yapılacak olan işten hoşlanmama, kimileri için düşük öz düzenleme becerileri, bir başkası için kendisinin olumsuz değerlendirilebileceğine dair korkular veya başarısızlık korkusu olabilir. Diğer nedenlere değinecek olursak: Öncelikli işe ilginin olmaması ya da az olması, Dikkati toplamda güçlük, Gerçekçi olmayan düşüncelerin neden olduğu korku, kaygı, Mükemmeliyetçi yaklaşım; ya mükemmel olmalı ya da hiç yapılmamalı, Gerçekçi olmayan beklentiler, Beğenilmeme kaygısı, Amaç belirleyememe ya da amaçları netleştirememe, Kontrol edilmeyen yönelik öfkenin dışa vurumu, Az efor sonucu hemen işin sonuçlanması beklentisi, Kendine yönelik eleştiriler, kişinin yaptığı işlerde sürekli yetersiz olacağına yönelik olumsuz kendilik algısı, Sorumluluk konusunda yetersizlik, Haz duymayı ertelemede güçlük, şimdiki kazanımların gelecekte sahip olunabilecek kazanımlardan daha çekici gelmesi, Gelecek zamanla ilgili hedeflerin uzaklığı şimdiki zamanda elde edilen hazzın çekiciliğine yenik düşmek. Bu durumda ertelemenin nedenleri olarak farklı etmenlerin baş gösterdiği anlaşılmaktadır. Kişinin bireysel yatkınlığına bağlı olarak erteleme davranışının sıklığı da kişiden kişiye farklılaşır. Ertelemecilik nasıl çözülür? İlk adım olarak erteleme davranışının bilişsel, duygusal, davranışsal boyutlarının olduğunu bilmek, olası nedenlerinin neler olabileceğine dair çözüm odaklı yaklaşmak gerekmektedir. Ertelenmesi planlanan görevlerin önem sırasına göre sıralama yapmak (Örneğin, günlük çizelge kullanımı gibi) ve alınan kararlara mümkün olduğunca uymak. Doğru zaman kontrolü adına gerçekçi ve somut adımlar atmak; küçük hedefler için yeterli ve gerekli zamanı belirlemek (ertelemenin zamanla olan ilişkisinin anlaşılması ve böylelikle strateji geliştirmek) Zorlayıcı hedeflerde destekleyici bir ortamda bulunmak Yapılması gerekenlerin fazlalığının da erteleme ile ilişkili olduğu düşünülürse insanlara gerektiği zaman hayır diyerek, yorucu görev ve sorumluluklardan kendimizi korumak. Dikkat dağıtıcı çevrenin uygun hale getirilmesi sayılabilir. En önemlisi de “ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN” diyerek hemen harekete geçmek. İşe başlamanın yarattığı olumsuz duygunun, siz her işe başladığınızda sizinle beraber olacağı düşünülürse yapacağınız işi ertelemek bir çözüm değildir. Ayrıca, kişinin zihninde yarım kalan işlerin de olumsuz duygulara neden olduğu düşünülürse erteleme bir rahatlık değil rahatsızlık kaynağıdır. Yaşantı Psikoloji Kategori: Kişisel Gelişim Geri Dön