Yaşanmış bir EMDR Deneyimi Bu Steph'in hikayesi... Son EMDR terapisi seansımı bu akşam bitirdim. Bu seans sırasında hissettiklerimin aksine, şimdi kendimi oldukça iyi hissediyorum. Birkaç ay önce, EMDR'yi hiç duymamıştım. Ta ki benim için önemli ve etkili bir kitapta, hem yaşadığım travma ile kafa karıştırıcı duygularım ve davranışlarımın ilişkisini, hem de bazı travma tiplerinin EMDR tedavisi ile 'iyileşmiş' olduğunu okuyana kadar. Kitabın adı, Beden Kayıt Tutar: Travmanın İyileşmesinde Beyin Zihin ve Beden -Yazar: Bessel A. Van Der Kolk. Altı seans sonra artık hafifim. Tanımadığım bir adamın, on yıldır sindirim sistemdeki, bağırsaklarım ve kalp atışlarımdaki ağırlığından kurtuldum. Olayın ertesi günü, kemiklerime yapışan vicdan azabı, utanç ve suçluluk enfeksiyonundan, nihayet arındım. O günden beri, beni her gün dehşet içinde bırakan şeyden temizlendiğimi söyleyebilirim. Bu kişisel paylaşımım - tecavüz hakkında. Başıma gelen bu travmatik olayı paylaşarak, aynı travmayı yaşamış pek çok insanın biraz huzur bulmalarına yardımcı olabilirim diye düşünüyorum. Tecavüzcü tecavüz eder On yıl önce, benden yedi yaş büyük, bencil bir adam yüzünden hayatım tamamen değişti. Bana, çelikten duvarları olan küçük bir kafes yaptı ve kalbimi içine sıkıştırdı. Sonucunda, İrritabl Bağırsak Sendromu sahibi oldum ve birinden hoşlandığımda savunmasız olmaktan çok korkar hale geldim. Ertesi sabah başka bir öğrenciden, adamın evli ve bir çocuğu olduğunu duydum. Kendisinin bir tecavüzcü olduğunun, farkında olup olmadığını hala bilmiyorum; umurumda da değil! İnsanların tecavüzden kurtulanlar hakkında sık sık söylediklerinin aksine, tekrar tecavüz etmesi benim suçum değil: bu onun suçu. Çok ama çok kötü geçen tek gecelik bir ilişkiden daha fazlası olduğunu fark etmem bir yıldan fazla sürdüğü için, polise nasıl rapor edeceğimi bilmiyordum. Kadınlar olarak bize, o kadar çok çelişkili şey öğretildi ki, bir erkek ne yaparsa yapsın, senin suçunmuş gibi hissedebiliyorsunuz. Psikoterapiye başlayana kadar, sekiz yıl boyunca bu benim suçummuş gibi geldi. Hala derinlerde bir yerde benim suçum gibi hissediyorum, (toplumun öğretileri de kemiklere yapışıyor maalesef), ama artık ‘bilinçli’ olarak kendime suçlu olmadığımı söyleyebiliyorum. Öfkem, yönelmesi gereken yere ancak şimdi yönelebiliyor. EMDR sayesinde, öfkemin ve korkumun çoğunu boşaltıp kurtuldum. Ancak tamamını değil - sonuçta biz insanlar, bize neyin zarar verdiğini ve tehlikeli olduğunu öğreniyoruz. Ama şimdi hayatımın kontrolünü, geri aldığımı hissediyorum. Aslında hiç kaybetmediğimin farkına vardığım özgürlükler, EMDR aracılığıyla bana(psikoterapinin yapamadığı şekilde) geri döndü. Nehirdeki kütük Bir keresinde biri bana, tecavüze “yenildiğimi” düşündüğünü söylemişti. Bu yüzden, travmanın nasıl çalıştığını açıklamak çok önemli. Travmatik hafıza, beyinde her günkü hatıralarımızdan farklı şekilde depolanır. Her günkü hatıralar, özenle tutulur; bir yerleri, zamanları ve bağlamları vardır ve yalnızca duygusal bağlamları varsa öne çıkarlar. Düzenli bir fotoğraf albümde, sizin için önemli bir veya iki fotoğrafın öne çıkması gibi. Travmatik hatıralar ise farklı saklanır. Beynimizin bizi, gelecekte olabilecek tehditlerden korunmamıza yardımcı olmak için öğrendiği derslerdir. “Savaş ya da kaç” hissi, bizi korkutucu ya da tehlikeli bir olaydan korumaya çalıştığında, fakat başarısız olduğunda, travmaya dönüşüyor. Yani, kaçmak istediğimizde, fakat kaçamadığımızda, bu travmaya dönüşüyor. Örneğin; bir asker bir arkadaşının öleceğini görüp onu kurtaramazsa, bir bina göçüğü altında sıkışıp kaldığınızda, birinin boğulduğunu gördüğünüzde ancak ona yardım edemediğinizde veya bir kişi sizi alt ettiğinde ve ondan kurtulamadığınızda. Bu hayatta kalma içgüdüsünün başarısız olduğu anlar, beyninizde tıkanıklık yaratıyor. Ve sizin için her şey güvenilmez ve tehdit oluşturabilir hale geliyor. Yani, travmatize olmuş bir kişi sürekli tehlike altında hissedip “aşırı uyanık” bir hale geliyor. Bu kaydedilen travmanın depolandığı yer, beynin içgüdüsel(hayvani) kısmıdır ve bilinç ona erişecek kadar derine inemez. Travmanızı tetikleyen şeylerden kendinizi kurtaramazsınız, çünkü mantık o kadar derine erişemez. Travma ile yaşayan bir kişi, sadece semptomları üzerinde kontrol sağlayabilir: anksiyete, uykusuzluk, huzursuzluk ve yüksek tansiyon gibi. Ve sadece, en iyi şekilde onları yönetmeye çalışırsınız. Örneğin, birisinin tehditkar bir bakışından kaynaklanan panik atağınız, düzenli nefes aldığınızda o an geçebilir. Ancak bu, bir daha panik atak yaşamanızı engelleyemeyecektir. Hiç durmayan dikkat kesilme hali, bedeni ve zihnini çok yorulmaya mahkum ediyor. Travmatik hafıza, yaşam nehrimizin akışını engelleyen bir kütüktür. Yaşam, artık eskisi gibi akamaz. Kütüğü tekmelemek EMDR o kütüğü tekmeler. 'Yukarıdan aşağıya' (beynin içgüdüsel kısmına yaklaşan rasyonel zihin yoluyla) çalışan, geleneksel psikoterapi veya danışmanlıktan farklı olarak, EMDR farklı bir yoldan çalışır. Bu terapi şekli, kişi bilinçliyken beynin içgüdüsel kısmına dokunup zarar görmüş içeriği çıkartmak yoluyla, kaynağında travmaya saldırır. Zamanla - ve birçok kez tatsız anının zihinde tekrarlanmasının ardından - travmatik hafıza “olağan” bir hafıza haline gelir. Sürekli tehdit altında hisseden ve uyanık olan travmatize zihin, doğal akışına yeniden kavuşur. Peki EMDR nedir? EMDR, Göz Hareketi Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme anlamına gelir. Yani hayır, hipnoz değildir. Bilinçli kişiye, terapistin sağdan sola doğru hareket eden parmağını izlerken, aynı zamanda travmatik anı hatırlatılır. Travma ve tüm duygusal tuzaklar ortaya çıkarılıp, şimdiki zamanda serbest bırakılır. Bu sırada, bireye sıkıntı düzeyi sorulur. İşlem saatler ve seanslar boyunca tekrarlandığından tekrar tekrar sorulur; sıkıntı seviyesi gittikçe azalır ve sonunda yok olur. Sonuçlar olağanüstü olsa da, EMDR'nin travma tedavisinde bu kadar etkili olmasının nedeni henüz tam bilinmemektedir. Psikologlar, sağ ve sol beyine aynı anda bağlanmakla bir ilgisi olduğunu düşünüyor. Söyleyebileceğim tek şey benim için harikalar yarattı. Yalnızca altı seans sonrasında (bir psikoterapi geçmişim olsa da), artık kendi bedenimden veya başkalarınınkinden korkmayacak kadar iyileşmiştim. İki yıl sonra… EMDR terapisi gördüğümden bu yana iki yıl geçti. Dürüst olmak gerekirse, hiç bu kadar özgür olmadığımı söyleyebilirim. Tecavüzden kurtulanların yaşadığı korku olmadan, kendime ait bir libido sahibi olmayı başardım. 30 yaşındayım ve çekici erkeklerle tanışma, buluşmalara gitme, flört etme, “eğer” korkusu olmadan keyif verici bir cinsel hayat edinmeyi başardım. Ayrıca iki yıldır yatakta panik atak geçirmiyorum. EMDR Terapimi tamamladıktan bir hafta sonra, bundan haberi olmayan bir arkadaşımla buluşmuştum. Beni görür görmez şöyle dedi: “Ne oldu? Farklı görünüyorsun. Farklı yürüyorsun.” Sürekli dikkatli olmanın gerginliği, bedenimi terk etti. Daha az yorgun, daha az endişeli, daha az aceleci hissediyorum. Yetişkin hayatım boyunca, ilk defa kendim gibi hissediyorum. EMDR terapisinin, sizin için de işe yarayacağını düşünüyorsanız, bir EMDR terapisti bulmanızı ve iletişime geçmenizi önemle öneririm. Onlara hikayenizi anlatın ve tavsiyesini isteyin. Kaybedecek neyiniz var? - Kara bir buluttan başka. Peki ne kazanacaksınız? - Özgürlüğünüzü! Kaynakça; My Experience of EMDR & Treating Trauma(Survivor Stories-The Survivors Trust) Çeviri: Yaşantı Psikoloji Kategori: Travma Geri Dön