Travmalar ile başa çıkma yolları Travma, bireyin fiziksel ya da duygusal olarak zararlı veya yaşamı tehdit edici olarak tecrübe ettiği, olumsuz etkileri olan bir olay veya durumun bireyin zihinsel, fiziksel, duygusal ve sosyal işleyişini ve iyilik halini altüst etmesidir. Bireyin kontrol duygusunu ihlal eden, durumu veya koşulları mevcut gerçekliğine entegre edebilme kapasitesini azaltabilen çok rahatsız edici bir olaydır. Bu olaylar derinlere etki eden ve bir insanın karşılaşabileceği en yıpratıcı tecrübelerdendir. Travmanın yaş, cinsiyet, sosyoekonomik durum, ırk, etnik köken veya cinsel yönelim ile ilgili bir sınırı yoktur. Travmatik olayların etkileri bireyler, aileler ve toplumlar üzerinde ağır bir yük oluşturmaktadır. Travmatik olay yaşayan bazı insanlar yaşamlarını olumsuz etkilenmeden sürdürebilse de, diğerleri zorluklar yaşayarak ve travmatik stres tepkileri gösterebilirler. Bir bireyin travmatik bir deneyime nasıl tepki verdiği kişiseldir. Kişinin daha önceki travmatik deneyimleri az ya da hiç yoksa, güçlü bir destek sistemi varsa ya da esnek bir kişilik yapısına sahipse psikolojik sağlığı çok olumsuz etkilenmeyebilir. Travma sonrası semptomlar geliştirmek, kesinlikle psikolojik zayıflık ya da eksiklik belirtisi değildir. Bir durumun kişiyi nasıl etkilediği büyük ölçüde, bireyin geçmiş deneyimleri, inançları, algıları, beklentileri, stres tolerans düzeyi, değerleri gibi önceden belirleyici faktörlere bağlıdır. Örneğin; savaşa katılan askerlerin tümü oldukça travmatik yaşantılara maruz kalmalarına rağmen, hepsi Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) tanısı almazlar. Travmatik bir olaya maruz kalan bireyin olayı takiben birkaç hafta, uyku sorunları, flashbackler, yoğun duygular gibi travma sonrası stres semptomlarını yaşaması olasıdır. Ancak bu belirtiler birkaç hafta içinde kendiliğinden geçmiyor ise ya da travmatik olay yaşanıp bittikten aylar sonra ortaya çıkıyor ise TSSB tanısı için kişinin bir uzman tarafından değerlendiriliyor olması gerekir. Bu noktada travma semptomlarının gelişmesi ya da gelişmemesi arasındaki fark, bireyin deneyimlerinden belirgin bir kaçınma olmadan, işleme yapabilme yeteneğine ve yukarıda açıklanan yatkınlık kazandıran faktörlerin olup olmamasını da içeren çok sayıda sebepten kaynaklanmaktadır. Başlıca Travmatik Olaylar DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabı) , bir TSSB travmasını kişinin yaşamının bedensel bütünlüğünün tehdit altında olduğu herhangi bir durum olarak tanımlar ve bunlar genellikle büyük travmalardır (büyük “T” travmaları). Büyük T travması, kişinin güçsüz hissetmesine neden olan ve çevresinde çok az kontrole ya da hiç kontrole sahip değilmiş gibi hissetmesine neden olan, olağanüstü ve önemli bir olay olarak ayırt edilir. Peki neler büyük “T” travmaları olarak kabul edilir? 1.Cinsel Saldırı Cinsel saldırı, bir yetişkin veya ergene yönelik istenmeyen veya istemsiz cinsel davranışları içerir. Kişinin rızası olmadan, kendi istekleri dışında zorla yapılan tüm cinsel temasları kapsar. Mağdur kendi isteği dışında, tehditle ya da zor kullanılarak, istemediği bir eylemde bulunmaya zorlanır. Cinsel saldırı, tecavüz, okşama, zorla öpme gibi cinsel bağlamda tüm taciz veya istismarı kapsar. Toplumdaki genel kanının aksine cinsel saldırı sadece fiziksel olmak zorunda değildir. Örneğin cinsel ilişkiye zorlama, istenmeyen cinsel diyaloglara girme, cinsel içerikli şeyler izlemeye zorlama, istenmeyen cinsel davranışlar için baskı yapmakta cinsel istismar olarak kabul edilir. 2.Çocuk İstismarı İhmal; bir ebeveyn ya da bakıcının çocuğa yaşına göre ihtiyaç duyduğu bakımı vermemesidir. İhmal; yiyecek, giyecek, barınma, tıbbi bakım, psikolojik sağlık tedavisi, eğitim veya bir çocuğa uygun gözetim sağlama veya çocuğu tehlikeli ortamlara maruz bırakma gibi çocuğun bakımının, çocuğa zarar verecek şekilde gözardı edilmesidir. Fiziksel İstismar En geniş anlam çocuğun kaza dışı yaralanması olarak tanımlanabilir. Fiziksel istismar çocuğun anne, baba ya da bakımından sorumlu kişi tarafından çocuğun sağlığına zarar verecek şekilde yaralanması ya da yaralanma riski taşımasıdır. İtaati sağlamak, cezalandırmak ya da öfke boşaltmak için, çocuğun ağzına biber sürmek, sarsmak, itmek, yakmak, vurmak gibi fiziksel şiddet uygulayarak çocuğa zarar veren davranışlar fiziksel istismar olarak kabul edilir. Cinsel istismar Çocuğun tam olarak idrak edemediği, bilinçli bir şekilde razı olmadığı, gelişimsel olarak hazır olmadığı, ayrıca kanunlara veya toplum tabularına aykırı şekilde, kendisinden büyük bir yetişkin (ya da 6 yaş büyük biri) tarafından, cinsel haz amacıyla zorla ya da ikna edilerek, cinsel aktivitelere dahil olmasıdır. Duygusal İstismar Ebeveyn ya da çevredeki yetişkinlerin, çocuğun yetenekleri üstünde istek ve beklentiler içinde olmaları, saldırganca sözler söylemeleri, duygusal, sosyal ve kişilik gelişimini engelleyen, eylem ve eylemsizliklerde bulunmalarıdır. Çocuğa bağırma, reddetme, aşağılama, küfretme, çocuğu yalnız bırakma, yanıltma, korkutma, yıldırma, tehdit etme, duygusal ihtiyaçlarını karşılamama, yaşının üstünde sorumluluklar bekleme, kardeşler arası ayrımlar yapma, değer vermeme, önemsememe, küçük düşürme, alay etme, lakap takma, aşırı baskı, bağımlı kılma, aşırı koruma gibi fiziksel olmayan ancak çok ağır ceza ya da tehdit içeren eylemlerdir. Çocuk istismarı ve ihmali sadece önemli ve bazen devam eden psikolojik rahatsızlıklara yol açmakla kalmaz, ayrıca genelde “yeniden kurban olma durumuna düşürülme” diye anılan, yaşamın daha sonraki dönemlerinde cinsel ya da fiziksel saldırıya uğrama olasılığının daha yüksek olmasına da sebep olabilir. Çocuk istismarı ve ihmalinin travmatik olaylara bağlı olarak sonradan yaşanan psikolojik sıkıntılar açısından en büyük risk faktörü olması muhtemeldir. Aile İçi Şiddet Aile içi şiddet, yakın ilişki içerisindeki yetişkinler arasında fiili ya da tehdit altında olan fiziksel şiddet, cinsel şiddet ve/veya duygusal şiddet olarak sınıflandırılır. Beraber yaşayan yetişkinlerden birinin diğerine yönelik fiziksel veya cinsel saldırgan davranışlarda bulunması, aşağılama, küçük düşürme, aşırı eleştiri, takip etme ve/veya çocuklara, evcil hayvanlara veya mülke yönelik tehdit veya şiddet uygulamayı da içeren davranışlarda bulunmasıdır. Tahmin edilebileceği gibi bu tür şiddet hem fiziksel sağlık, hem psikolojik sağlık açısından ciddi sorunlara yol açacaktır. Savaş ile İlgili Travma Savaş Travması Savaş, ölüm, sakatlanma tehdidi, fiziksel yaralanma ve diğerlerinin yaralanmalarına ya da ölümüne tanık olma ve diğerlerini yaralama ya da öldürme gibi çok çeşitli şiddetli ve travmatik deneyim içerir. Bu nedenle doğrudan savaşa katılan askerlerin yaşadığı psikolojik yaralanmalar, birçok travmatik stres semptomlarına ve rahatsızlıklara yol açar. Mülteci ve Savaş Bölgesi Travması Savaş, siyasi şiddet veya işkenceye maruz kalmak. Mülteci travması, bombalama veya yağmalamadan etkilenen bir bölgede yaşamanın yanı sıra siyasi nedenlerden dolayı, başka bir eve zorla taşınmak zorunda bırakılmanın sonucu da oluşabilir. Terör Genellikle siyasi veya dini nedenlerle, bir düşmana psikolojik vaya fiziksel zarar vermek amacıyla yapılan, çok sayıda yaralanmaya, ölüme ya da zarar görmeye yol açan kasıtlı şiddet eylemleridir. Günümüz dünyasında ne yazık ki birçok ülkede oldukça çok örneğine rastlanmaktadır. Yabancıların Fiziksel Saldırısı Saldırganın, tanımadığı birine yönelik kapkaç, gasp, dayak, bıçaklama ve benzeri fiziksel olarak şiddet içeren davranışlarda bulunmasıdır. Bu saldırganlığın hedefleri genellikle, soygun ya da öfkenin ifadesi içindir. Böyle bir saldırıya maruz kalmak kişinin güvenlik algısını sarsarak, korku ve tetikte olma hali gibi travmatik semptomlar yaşamasına neden olur. Travmatik Kayıp Bir çocuk ya da yetişkin için sevilen, önemli bir kişinin kaybından sonra travmatik kayıp ve keder oluşabilir. Ölüm genellikle ani ve beklenmedik bir durumdur. Bir birey ani ve beklenmedik bir ölümden (örn. şiddet veya kaza nedeniyle) sonra veya beklendik bir ölümden (örn. hastalık nedeniyle) sonra travmatik bir semptom geliştirebilir. Travmatik kayıp, ayrılık sıkıntısı (özlem, arama, yalnızlık) ve travmatik veya duygusal sıkıntıdan (uyuşukluk, inançsızlık, güvensizlik, öfke, boşluk, gelecekle ilgili umutsuzluk duygularından) oluşur. Kişi travmatik bir kayıp yaşadığında travma semptomları, başaçıkma becerilerinin yetersiz kalmasına neden olur. Doğal Afetler Doğal afetler önemli sayıda insanın yaralanmasına, ölümüne ve olumsuz etkilenmesine neden olan, insan eliyle olmayan büyük çaplı hasarlara neden olan, devlet kurumlarının harekete geçmesini gerektiren deprem, büyük yangın, sel, tsunami, kasırga, çığ düşmesi, hortum, volkanik patlama gibi doğal felaketlerdir. Genellikle bu olaylar ani, beklenmedik ve karşı konulamazdır. Doğal olarak bireylerin yaşadığı yaralanma, ölüm korkusu, yakınlarının ölümü, mülk kaybı gibi travmatize edici birçok durum söz konusudur. Bu tür afetlere maruz kalan bireyler yoğun, öngörülemez duygular, flashbackler, karar verme ve konsantrasyon problemleri, uyku ve yeme problemleri gibi birçok travma semptomları geliştirebilirler. Yangın Büyük yangınlar, daha önce de bahsettiğimiz gibi aslında doğal afetler altında sınıflandırılmaktadır. Ancak ev yangınları, iş yeri, sanayi yangınları, havai fişek yanıkları gibi daha küçük çaptaki yangınlar da madurların travmatik semptomlar geliştirmesine neden olabilmektedir. Bu gibi ciddi yanık yaralanmalarının iyileşme sürecinin uzunluğu, acılı oluşu ve çok sayıda tıbbi müdahale içermesi de, travmanın tekrarlanması anlamına gelir ve travmatik semptomlara neden olabilir. Kazalar Uçak, tren ya da motorlu araç kazalarından sonra, bazı kişiler ciddi şekilde etkilenip ve travmatize olabilir. Ağır yaralanmalar ve diğerlerinin ölümü gibi durumlar yaşandığında, kazaya karışan bireylerin önemli bir bölümünde ciddi psikolojik belirtiler gelişir. Kazanın yol açtığı ağır şok hali, beyinde travma semptomlarına neden olan kimyasal değişimleri tetikleyebilir. Bu tür bir travmanın etkileri, buna neden olan olaydan aylar ya da yıllar sonra da devam edebilmektedir. Özellikle, görmezden gelinerek üstesinden gelineceği düşüldüğünde, genellikle yaşanan bu durumun daha da kötüleşmesine neden olur. Bazı kişiler bu tür kazalardan sonra yaşam tarzlarını ya da alışkanlıklarını değiştirebilirler. Örneğin ciddi bir araba kazası geçiren bir kişi, bir daha araba kullanmak istemeyek, kaçınabilir ya da araba kullanmak durumunda kaldığında yoğun kaygılar yaşayabilir. Bunun gibi travmatik olay ile ilgili yoğun kaygıların oluşması, kaza yaşayan bireyler arasında yaygındır. Hastalıklar Hastaların ve ailelerinin ciddi hastalıklara, zorlayıcı tıbbi prosedürlere, korkutucu, zorlayan, aşırı ağrı ve acıya neden olan tedavi deneyimlerine maruz kalmaları, bireylerin psikolojik ve fiziksel travmatik semptomlar geliştirmelerine neden olabilen, son derece travmatik deneyimler olabilmektedir. Kalp krizleri, kanser, HIV/AIDS, felç veya beyin kanaması gibi hastalıklar travmatik hastalıklara örnek sayılabilir. Yoğun bakımlar, ameliyatlar, yaralanmalarda önemli düzeyde acı ve korkuya sebep olan tedavi ve bakım süreçleri de travmaya neden olabilecek tıbbi müdahalelerdir. Önemli tıbbi müdahalelerden geçen hastalar ve çoğu zaman bu sürece tanıklık eden yakınları da depresyon ve kaygı gibi travma sonrası stres belirtileri gösterebilirler. Travma ile Nasıl Başa Çıkılır? Travma daha önce de bahsedildiği gibi, kişinin güvenlik algısını sarsan, kontrol duygusunu kaybettiren, oldukça ezici ve zorlayıcı yaşam olaylarıdır ve neden oldukları stresle başaçıkma yeteneğimizi azaltabilir. Bu nedenle kişinin yaşanan travmatik olaydan sonra gerginlik, öfke, huzursuzluk ,bunaltı, korku, panik, suçluluk, umutsuzluk, tahammülsüzlük, çaresizlik, utanç gibi yoğun duygular yaşaması ve kişide kabuslar, uyku sorunları, flashbackler, kaçınma, kolay irkilme gibi semptomların geçici olarak ortaya çıkması mümkündür. Travma semptomları genellikle birkaç gün ile birkaç ay arasında sürer ve rahatsız edici olayı işlerken yavaş yavaş kaybolur. Fakat kişi kendini iyi hissetiğinde bile, özellikle de olayın yıl dönümü veya kişiye olayı hatırlatan herhangi bir şeyle, zaman zaman acı verici anılar ya da duygular tetiklenebilir. Peki travmatik olayları atlatmak için neler yapılmalıdır? 1. Yaşanılan olay hakkında konuşmaktan kaçınmayın. Yaşanılan olayı unutmaya çalışmak ve konuşmaktan kaçınmak sanılanın aksine travmanın etkilerini azaltmaz, tam tersine iyileşme sürecinizi uzatır. Yaşanılan olayın konuşulması ve sosyal destek aranması, bu zorlu duyguların üstesinden gelmenize yardımcı olur ve iyileşme sürecinize olumlu katkıda bulunur. Bu nedenle olanlar hakkında güvendiğiniz biriyle konuşun. Zor bir zamanda aileniz ya da arkadaşlarınızla konuşmak, anlayış ve destek görmek çok yardımcı olacaktır. 2. Anılardan kaçınma isteği tamamen doğal olsa da, travmatik olay ile ilişkilendirilen yerler, durumlar ve insanlardan kaçınmak, travmatik durumda saplanıp kalmanıza neden olabilir. Travmatik olaylarla kaçınmadan yüzleşmek önemli, ancak bunu yavaş yavaş yapın. 3. Yaşanılan travmatik bir olaydan sonra insanlardan uzak kalmak isteyebilirsiniz ancak insanlardan uzaklaşmak ve yalnızlaşmak, sorunu sadece daha kötü hale getirir. Başkalarıyla birlikte vakit geçirmek daha iyi hissetmenizi sağlar, bu nedenle ilişilerinizi sürdürmek ve çok fazla yalnız zaman harcamamak iyileşmenize yardımcı olacaktır. 4. Travmatik bir olay yaşamış biri için yaşanan semptomların, hissedilen duyguların çok doğal olduğunu unutmayın. Kendinize zaman verin. Yaşanılan duyguların daima bu şekilde kalmayacağını unutmayın. Zorlayan duygu ve düşüncelerden kaçınmayarak ve ancak bu duygu ve düşüncelerele uğraşarak üstesinden gelebileceğinizi bilin. Kendinize şefkatli olun. Bu duygu ve düşüncelerin dengelenmesinin biraz zaman alabileceğini kabul edin. 5. Size keyif veren şeyler yaparak zaman geçirin. Rahatlamaya zaman ayırın, yürüyüşe çıkın, güzel mekanları ziyaret edin, arkadaşlarınızla zaman geçirin. 6. Başaçıkmak için alkol, uyuşturucu ya da sakinleştirici ilaçlar kullanmayın. Herşeyin daha kötüye gitmesine sebep olacaktır. Rahatlamak için başka yollar bulmayı deyin. 7. Eğer semptomlar hayatınızı ciddi bir şekilde etkilemeye devam ederse bir uzmandan yardım isteyin. Doğru yardım, destek ve iyileşme sürecinin iyi anlaşılmasıyla travmanın üstesinden gelinebilir! Uzman Klinik Psikolog Nilgün Hasan Dereköy Kategori: Travma Geri Dön