Kadına Yönelik Şiddetin Psikolojik Etkileri Dünya Sağlık Örgütü, aile içi şiddeti, aile içindeki şiddet uygulayan kişinin diğerine karşı yönelttiği cezalandırma, güç gösterme, zorlama, aşağılama gibi şekillerde olmak üzere, öfke ve gerginlik duygularını boşaltmak amacıyla yöneltmiş olduğu şiddet olarak tanımlamıştır (Dünya Sağlık Örgütü Raporu, 1998). Aile içi şiddete yakından bakıldığında ailenin içinde şiddete maruz kalanın kadın olmasının görülme sıklığı daha fazladır. Aile içi şiddet, kadınların pek çok alanına engel olan toplumsal bir sorun olmasının yanı sıra şiddete maruz kalan kadınlardaki psikolojik etkileri de derin ve sarsıcı olan bir durumdur Şiddete maruz kalan kadınların ruh sağlığı nasıl etkilenir ? Kadına yönelik şiddet, kadınların hayatını tehdit eden önemli bir halk sağlığı problemi olması ile birlikte kadınların ruhsal açıdan da önemli zedelenmeler yaşamasına neden olur. Şiddete maruz kalmak psikolojik iyi oluşu olumsuz etkiler. Şiddete maruz kalmak ile görülen psikolojik problemlerin düzeyi arasında güçlü bir ilişki olduğuna dair literatürde pek çok araştırma bulunmaktadır. Şiddet mağduru kadınlarda yüksek oranda duygusal stres, kendine zarar verme düşünceleri veya değersizlik hisleri olduğu bilinmektedir (WHO, 2005). Bir başka deyişle, şiddete maruz kalmak kadınların kendilerine dair güven, değerlilik, yeterlilik gibi inançlarını zedeleyerek olumsuz bir duygulanım ile yaşamlarını sürdürmek zorunda kalmalarına neden olur. Şiddet Türleri Şiddetin psikolojik etkilerini iyi ifade edebilmek adına şiddetin tanımına bakmak önemlidir. Şiddet kelimesi günlük hayatta genellikle fiziksel şiddeti ifade etmek amacıyla kullanıldığından yaşanılan pek çok şiddet türünü fark etmek zor olabilir. Şiddet türlerini ve dinamiklerini bilmek, bu şiddette maruz kalındığında fark edilmesi için oldukça önemlidir. Çünkü her bir şiddet türüne ait deneyimler oldukça sarsıcı ve derindir. Şiddet türlerini etki düzeylerine göre sınıflamak mümkün olmamakla beraber her bir şiddet türü travmatik etkileri beraberinde getirir. Literatür incelendiğinde şiddet kavramı temelde duygusal, fiziksel, sözel, cinsel ve ekonomik şiddet olarak beş boyutuyla ele alındığı görülmüştür. 1. Duygusal Şiddet Duygusal şiddet, eş veya birlikte olduğu erkek tarafından kadına yönelik hakaret veya küfür, başkalarının yanında aşağılama ya da küçük düşürme, korkutma, kadının kendisine ya da çevresindekilere zarar vereceğine dair tehditte bulunma gibi duygusal açıdan istismar edici davranışlara maruz bırakmak olarak tanımlanabilir. 2. Fiziksel Şiddet Fiziksel şiddet, kaba kuvvetin bir korkutma, sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılmasıdır. 3. Sözel Şiddet Sözel şiddet, söz ve hakaretlerin korkutma, bastırma, cezalandırma olarak kullanılmasıdır. Kadının önemsediği konuları değersizleştirmek, küçük düşürücü konuşmak, değersizleştirici lakaplar takmak, düzenli olarak aşağılayıcı sözler söylemek de sözel şiddet olarak tanımlanmaktadır. 4. Cinsel Şiddet Cinsel şiddet, kişinin cinsel isteklerini önemsememe, dalga geçme, fiziksel şiddet uygulayarak cinsel birlikteliğe zorlama, tecavüz etme, taciz etme, istenmeyen cinsel eylemlere zorlama gibi davranışları içerir . Kısacası kadının istemediği, mahremiyetini yok sayan davranışlardır. 5. Ekonomik Şiddet Ekonomik şiddet, kadının kendine yeterli hale gelmesini önlemek, kadının çalışmasına engel olmak, işten ayrılmasına sebep olmak, ev harcamaları için para vermemek, kadınının gelirini elinden almak gibi davranışlar olarak tanımlanabilir. Bir başka deyişle, ekonomik şiddet adının ekonomik faaliyetlerine müdahale edilmesi veya bu faaliyetlerin kısıtlanması ile kendini gösteren eylemlerdir. Şiddet gören kadınların günlük yaşamı nasıl etkileniyor ? Şiddet travmatik bir deneyimdir. Travmatik bir olayı tekrar tekrar yaşayan kişiler zamanla bu sorunlara karşı hissizleşmeye başlayabilir. Yaşadıklarını normal kabul edip hissettikleri duyguların farkında olmayacak bir hissizleşme sürecine girebilirler. Şiddete maruz kalan kadınların şiddet devam ettikçe bu durumla yaşayabilmek adına kendi duygularına mesafe koydukları görülebilir. Fakat yaşadığımız stres bedenimizde kronik bir uyarılmışlık oluşturduğu için bu kadınlarda sıklıkla psikolojik kökenli bedensel etkiler olan psikosomatik belirtiler görülebilir. Bu belirtiler vücudun belirli bir bölgesinde örneğin, baş, karın, bel ve sırt vb. bölgesel nitelikte bir ağrı şeklinde ortaya çıkabileceği gibi, genel bir yorgunluk hali olarak da ortaya çıkabilir. Şiddete maruz kalan kadınlar ilişkilerinde değersizleştirildiğini hisseder. Bir diğer yandan en yakın ilişkide olduğu kişi tarafından değersizleştirilmek bu kişilerin güvenlik hissini zedeler. Dolayısıyla bir kadın şiddete maruz kaldığında hem güvende olmadığını hem de değersiz olduğunu hissetmeye başlar. Güvenlik ve değerlilik insanın var oluşunun temel ihtiyaçlarından bir tanesi olduğu için bunları hissetmeyen kişide çeşitli zorlanmalar meydana gelmeye başlar. Şiddete maruz kalan kadınlar depresif belirtiler göstererek yaşamdan zevk almamaya, uyku problemleri yaşamaya, çökkünlük hissetmeye, günlük hayatta kendilerine dair yetersizlik inançları yaşamaya başlar. Bir diğer yandan şiddetin insan hayatını tehdit eden önemli bir unsur olmasından ötürü güvenlik inancı zedelenen kadın yoğun kaygılar yaşamaya başlayabilir. Kaygı, güvenin hissedilmediği ortamlarda büyümek için oldukça uygun bir duygudur. Bu nedenle, şiddete maruz kalan kadınlarda günlük hayatta yaşadıkları kaygı seviyeleri yükselmeye başlar. Yoğun ve süreklilik kazanan bu kaygı duygusu kişide anksiyete bozukluklarına neden olabilir. Şiddete maruz kalan kadınlarda öz-yeterlilik düşünceleri zedelenmeye başlayabilir. Yani, yaşamda karşılaştıkları problemleri çözebileceklerine dair kendilerine inançları, kendi kendine yeterli olabileceklerine dair kendine güvenleri zedelenir. Çünkü değersiz hissettirilmek, kendimize dair yeterliliklerin de sorgulanması ile sonuçlanabilir. Şiddete karşı nasıl bir yol izlenmeli? Şiddete maruz kalan kadınlarda yoğun korku, kontrolsüzlük hissi oldukça yaygın olmasından ötürü kişi çaresizliğe de sürüklenir. Şiddet söz konusu olduğunda çeşitli güç dengesizlikleri olabileceği için bu kadınların destek almak için harekete geçmesi zorlaşabilir. Bu nedenle şiddet yapısı, etkileri, biçimi hakkında bilgi paylaşımlarının artması ile beraber yakınımızda olan kişileri ruh sağlığı alanında destek almak için yönlendirmek faydalı olabilir. Yaşadığımız ilişkileri de şiddet perspektifinden değerlendirecek farkındalık ile hareket etmek oldukça önemlidir. Kaynakça ; Anuk, D. ve Bahadır, G. (2018). The association of experience of violence and somatization, depression, and alexithymia: a sample of women with medically unexplained symptoms in Turkey. Damka, Z. (2009). Sığınma evinde kalan şiddet mağduru kadınlar: anksiyete duyarlığı, travmaya bağlı suçluluk, travma sonrası stres bozukluğu ve psikolojik belirtiler (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Köse A., Beşer A., (2007). Kadının Değiştirilebilir Yazgısı “Şiddet”, Journal of Anatolia Nursing and Health Sciences, 10(4), 114-121. World Health Organization (1998). World report on violence and health. Geneva, World Health Organization. World Health Organization (2005). WHO multi-country study on women's health and domestic violence against women initial results on prevalence, health outcomes and women's responses. Geneva. Yaşantı Psikoloji Kategori: Travma Geri Dön