Beynimiz 2 Farklı Yaşta Travmaya Savunmasız Beynimizin bilgi işlemesi ve etkili bir şekilde uyum sağlama yeteneği, genler, beslenme ve yaşam deneyimleri gibi bir dizi faktöre bağlıdır. Bu yaşam deneyimleri en önemli kasımızın fiziksel, kimyasal ve fonksiyonel yeniden şekillendirmeye maruz kalma olasılığının yüksek olduğu birkaç hassas dönemde beyin üzerinde belirli bir etkiye sahiptir. MİT'te nörobilimci ve kıdemli bir öğretim görevlisi olan Tara Swart’a göre, “korkunç ikileriniz” ve bu çalkantılı gençlik yılları, beynin kablolarının en yumuşak olduğu dönemlerdir. Sonuç olarak, bu zaman periyotlarında meydana gelen travmatik deneyimler beyin aktivitesini bazen iyiliği için değiştirebilir ve nihayetinde gen ifadelerini değiştirebilir. İki Yaş Sendromu (The Terrible Twos) Yaşamın ilk iki yılı boyunca, beyin hızlı bir şekilde gelişir. Ancak, ikinci yıl civarında, önemli bir şey olur ve bebekler konuşmaya başlar. Beyin üzerinde devam eden araştırmalar yürüten ve lider olma şeklimizi nasıl etkilediğini gösteren Swart göre, “İlk önce konuşmayı anlamaya başlıyoruz, sonra konuşmayı kendimiz ifade etmeye başlıyoruz ve bu beyinde devam eden gerçekten karmaşık bir şey”. Bunlara ek olarak, çocuklar yürümeye başlar, ayakta durmayı öğrenir bu aynı zamanda fiziksel olarak beyin için büyük bir başarı ve efordur. Yeni bir dili öğrenmek ve anlamak beyninizi yeni şekillerde çalışmaya, nöronları birbirine bağlamaya ve yeni yollar oluşturmaya zorlar. Bu zihinsel bir yük sürecidir, bu nedenle yeni bir dil veya müzik aleti öğrenmek çoğu zaman yorucu gelir. Beyinde bu kadar kısa süre içerisinde meydana gelen önemli değişiklikler, fiziksel ya da duygusal travmalar, nörolojik gelişim için potansiyel olarak önemli kesintilere neden olabilir. Swart, yaşamın ilerleyen dönemlerinde devam eden davranışsal ve bilişsel açıkları uyarmaktadır. Kesintilerle ilgili herhangi bir hatıranız olmasa da (çoğu insan beş yaşından önce çok fazla hatırlayamaz), herhangi bir travmatik olay; istismar, ihmal, sağlık problemleri veya sevdiklerinden ayrılma buna yol açabilir. Swart bunu vurgulamak için 1980'lerde ve 1990'larda Romanya'daki yetimler üzerine çok sayıda çalışmaya işaret etmektedir. Ülkenin komünist rejiminin çöküşünden sonra, bölge genelinde ekonomik bir düşüş yaşanmış ve 100.000 çocuk ağır, acımasız ve kalabalık hükümet kurumlarında bakılmış. Çocuklar, mükemmel bir şekilde beslenmiş, giydirilmiş, yıkanmış, ancak birkaç nedenden ötürü insanlar, çocuklara asla sarılmamış ya da oynamamışlar. Araştırmanın sonucunda, çocukların bazı zihinsel sağlık sorunları ile büyüdüğüne ve işlerini sürdürmede ve ilişkide kalmaya zorlandığına dair bulgular bulunmuş. Beyin taraması mümkün olduğunda, yetişkinlere dönüşen bu çocukların beyinlerini taramış ve beyinlerinin (temel duyguları kontrol eden) limbik sisteminde sorunlar olduğunu görmüşler. (Swart) Kısaca uygun sosyal becerileri sürdürme ve empati duygusu geliştirme yeteneği, büyük ölçüde bu ilk yıllarda fiziksel sevgiye, göz temasına ve oyun zamanına bağlıdır. Yüz ifadelerini gözlemlemek ve bu ifadelerin ne anlama geldiğini anlamak kadar basit şeyler bile yürümeye başlayan çocuk olarak sizin refahınıza bağlıdır. Araştırma ayrıca, Rumen yetimlerin beyinlerinin gözlemlenebilir beyin aktivitesinin daha düşük olduğunu ve fiziksel olarak ortalamadan daha küçük olduğunu saptamıştır. Sonuç olarak araştırmacılar, iki yaşına kadar sevgi dolu evlere kabul edilen çocukların ciddi duygusal travma veya rahatsızlıklardan kurtulma şansının çok daha iyi olduğu sonucuna varmışlardır. Ergenlik Yılları (The Teenage Years) Ergenlik çağına isabet ettiği zamana kadar beyin genellikle yaklaşık üç kilo yetişkin ağırlığına ulaşmış olur. Aynı zamanda, beyin kırılgan bağlantıları ve kullanılmayan sinir yollarını ortadan kaldırmaya ya da “budamaya” başlar. Bu süreç, birinin bahçeyi budama şekline benzer; ölü odun kesmek diğer bitkilerin gelişmesini sağlar. Bu süre zarfında, beynin ön lobları özellikle de prefrontal korteks, arttırılmış aktivite deneyimi yaşar ve ilk defa, beyin birkaç karmaşık kavramı aynı anda karşılaştırabilir ve analiz edebilir. Nasıl konuşulacağını öğrenen bir bebeğe benzer şekilde, bir ergenin hayatındaki bu dönem, giderek daha gelişmiş iletişim becerileri ve duygusal olgunluk ihtiyacı ile işaretlenmiştir. Swart’ göre; Ergenler, bu yaşlarda, sosyal ilişkileri ve politikaları daha iyi anlamaya başlıyorlar. Bu gerçekten çok sofistike." diye not düşüyor. Tüm bu beyin aktivitelerinin hepsi de gençlerin bu kadar uykuya ihtiyaç duymasının önemli bir nedenidir. MR'ların ve diğer beyin tarama teknolojilerinin ortaya çıkışı bu araştırmada hızlanmaya yardımcı oldu, ancak bilim adamları hala beynin farklı kısımlarının tam olarak ne yaptığını bulmak için çalışıyorlar. Ancak daha kesin hale gelen, insan gelişiminde istikrar ve güvenliğin önemi ve böyle bir istikrarın bilişsel işleve bağlı olmasıdır. Herhangi bir noktada, tek bir ana kesinti beynimizin karmaşık çalışmalarını engelleme yeteneğine sahiptir. Bu olayların yaşamlarımızı daha sonra ne kadar, nasıl etkilediğini gerçekten anlayamayabiliriz, bu yüzden beynin içsel çalışmalarının sırlarını çözme çabaları bu kadar hayati olmaya devam ediyor. Çeviri : https://qz.com/470751/your-brain-is-particularly-vulnerable-to-trauma-at-two-distinct-ages/ Çeviri: Yaşantı Psikoloji Kategori: Travma Geri Dön