Deprem Sonrası Hayata Dönüş Ülke tarihimizin belki zor günlerini yaşadık. Yaşamaya devam ediyoruz. Bir süre daha yaşayacağız. Peki normale ne zaman döneceğiz, kendimizi ne zaman iyi hissedeceğiz? Bu soruların cevabı için önce ne yaşadığımızı anlamamız gerekir. Kolektif Travma: Biz Ne yaşıyoruz? Kolektif travma, travmatik bir olayı veya bir dizi olayı paylaşan bir grup insanın yaşadığı bir psikolojik sıkıntı biçimidir. Kolektif travma örnekleri arasında doğal afetler, terör eylemleri, savaş, siyasi baskı veya geniş bir insan grubunu etkileyen diğer şiddet veya taciz türleri yer alabilir. Kolektif travmanın etkileri derin ve uzun süreli olabilir. Anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), uyku bozuklukları ve diğer fiziksel ve duygusal tepkiler gibi semptomları içerebilir. Ek olarak, travma, bir kişinin güvenlik duygusunu ve başkalarına ve çevrelerindeki dünyaya olan güvenini de etkileyebilir. Travmayı yaşamak için sadece afetzede olmak gerekmez. Bu görüntülere tanıklık etmek, kişilerin travmatize olmasını ya da stres tepkisi geliştirmesine neden olabilir. Örneğin; şu sıralar çok sık duyduğumuz hayatta kalanın suçluluğu, merhamet yorgunluğu gibi bir dizi belirtiyle birlikte zor duygularla başa çıkmaya çalışıyoruz. Hayatta kalmanın suçluluğu nedir? Özellikle ikinci dünya savaşından sonra psikoloji jargonuna giren bu terim, savaşa giden askerlerin yakınlarında görülmüş, eve sağlıklı şekilde askerler dönsede yakınlarında yoğun suçluluk, buna bağlı olarak uyku sorunları, öfke patlamaları, yakın ilişkilerde içe çekilme, yoğun umutsuzluk duygularına rastlanmıştır. Hayatta kalmanın suçluluğu trajik kazalarda, deprem gibi toplumsal olaylarda sık görülen yaşanan durumla başa çıkma şekildir. Kötü tarafı ise, rasyonel olmayan inançları barındırmasıdır. Merhamet yorgunluğu nedir? Merhamet yorgunluğu, bir bireyin travmatik veya stresli olaylara uzun süre maruz kaldığında ortaya çıkan ve başkalarına karşı empati ve şefkat duyma becerilerinde kademeli bir düşüşle sonuçlanan psikolojik bir durumdur. Bu durum genellikle sağlık, acil durum müdahalesi veya insani yardım gibi yüksek stresli, duygusal olarak zorlu işlerde çalışan kişilerde görülür. Merhamet yorgunluğunu önlemek ve yönetmek için bireylerin hem fiziksel hem de duygusal olarak kendilerine bakmaları önemlidir. Bu; ara vermeyi, sosyal destek aramayı, meditasyon veya egzersiz gibi kişisel bakım aktivitelerini uygulamayı ve gerektiğinde profesyonel yardım almayı içerebilir. Ek olarak, kuruluşlar ve işverenler, çalışanlarına danışmanlık hizmetleri, stres yönetimi programları ve yeniden şarj olmak ve iyileşmek için izin gibi kaynaklar ve destek sağlayarak merhamet yorgunluğunu önlemede kritik bir rol oynayabilir. Neden duygusal olarak bu kadar etkileniyoruz? İnsanların farkında olmadan asırlardır sürdürdüğü inanç sistemleri içinde varsayımları vardır. “İyi şeyler iyi insanların başına gelir.”, “Ben iyi bir insan olursam başıma iyi şeyler gelir.”, “Sevdiklerim ve bana bir şey olmaz. “ Buna bağlı olarak insanların bir travma sağlatım programı geliştirmelerine gerek kalmaz. Çünkü travma yaşamayı beklemezler. Fakat olumsuz bir deneyim yaşadıklarında bu iyimser yapının altında kalırlar. İkincil travmaların en yıkıcı tarafı başımıza kötü şeyler gelebileceğini artık fark etmemizdir. Bu başımıza kötü bir şey gelmesi kadar zor başa çıkılabilir bir duygudur. Özellikle kolektif travmalar, kişilerin geçmiş yaşam travmalarını tetikleyebilir. Geçmiş yaşam deneyimleriniz içinde eski bir afetzede olmak varsa zihin ve beden tekrar bunu hatırlayabilir ve sizi bunun duygusuna sürükleyebilir. Geçmişinizde bir afet olmadığı halde tetiklenmiş olmak anormal bir durum değildir. Çünkü güvensizlik ve yalnızlık hisleri sadece afetle bağlantılı duygular değildir. Bugün bu olayda hissettiğimiz ve başa çıkmakta zorlandığımız duygular kendi geçmiş duygusal travmalarımızın tetiklenmesiyle ilgili olabilir. Şimdi ne yapacağız? Önce sinir sistemimize güvenmek zorundayız. Çünkü kendimizi iyileştirme kapasitemiz var. Evrimsel sürecimizin bir parçası. Eğer bu olmasaydı yüzyıllar boyu bir travmanın içinde yaşardık. Fakat sadece buna güvenmek işe yaramaz. Kendimizi korumak, duygusal regülasyonumuzu sağlamak kendi sorumluluğumuz. Belki günlük rutinlerimize hemen dönmek mümkün değil, fakat yeni rutinler yaratmak, dönebildiğimiz rutinlere alan açmak önemli. Travma sonrası belirtilerin ilk göstergesi uyku sorunlarıdır. Temiz uyku için günlük alınan kafein miktarını sınırlamak, uykuya geçişi kolaylaştırmak için uyku meditasyonları ya da rahatlatıcı egzersizler yapmak önemli. Böyle zamanlarda haber almak geleceğe dair belirsizlikle başa çıkabilmek için ihtiyaç, bu yüzden haber kanallarını yok etmek gerçekçi değil. Fakat dengelemek mümkün. Olumsuz haberlerde boğulmak yerine sınırlandırmak, olumlu haberleri izlemeye çalışmak önemli. Fiziksel egzersiz gerekli. Fakat şu an herkes yorgun ve motivasyonsuz. Motive olmayı beklemeden küçük hareketler ile günlük 15 dk. yürüyüş, gevşeme egzersizleri gibi hareket etmek önemli. Öz-bakım rutinleri küçük ama sinir sistemini regüle etmek için önemli. Travma sonrası en yaygın olan tepkilerden biri içe çekilme ve sosyal bağların azalmasıdır. Güvende hissetme sadece yeryüzü üzerinde güvende olmakla ya da evin depreme karşı sağlam olmasıyla ilgili değildir. Duygudaşlık, destek almak, ruhsal olarak ve dolaylı olarak güvende hissetmekle ilgilidir ve önemlidir. Yaşantı Psikoloji Kategori: Travma Geri Dön