Toksik İlişkiler “Toksik” kavramı son yıllarda hayatımızda oldukça popüler bir hale geldi. Kelime anlamı ‘zehirli’ olan bu kavram hayatımızın oldukça içinde. Romantik partnerlerden, arkadaşlık, aile ilişkilerine kadar giren bu kavramı anlamak sağlıklı ilişkiler yaşayabilmek için anlaşılması gereken bir konu. Sağlıklı ilişkiler; içinde birçok konunun dengeli biçimde dağılmasıyla kurulabilir. Dengeli bir ilişkide özgürlük, aidiyet hissetme, özerklik, sınırlara saygı, birbirinin ve kendinin ihtiyacını gözetme gibi konularda özen gösterilmesi gerekir. Pascale Chapaux “Aşkın kendisini memnuniyet ile kenetleme arzusundaki özgürlük ile ötekini arzulama arasındaki gerilimlerin kaynağı” olarak belirlemiştir. Zıtlıkların dengesini kurabilmek zaten kolay değilken, toksik bazı davranışlar ilişki içine girdiğinde durum daha da zorlaşır. Özellikle bazı risk durumları ilişki içinde yaşanan bazı manipülasyonlara yaşama ihtimalini de arttırabilir. (İlişkisel travmalar, çocukluk çağı travmaları, ihmal, istismar, şiddet…) Risk Faktörleri Çocukluk döneminde çeşitli sebeplerden ötürü fiziksel ve duygusal olarak ihmal edilmiş olmak sevgiye ve ilişkilere dair deneyimleri ve bakış açısını değiştirdiği için yetişkinlik döneminde ilişki içerisinde toksik diyebileceğimiz davranışlara maruz kalma veya uygulama ihtimalini de arttırabilir. Çünkü duygusal olarak yalnız bırakılmış bir çocuk sevgi nesnesi karşısında ne yapacağını bilemeyebilir ya fazla yapışır ya da fazla ayrışır (Tezcan,2019). Duygusal olarak olgunlaşmamış, çeşitli bir psikopatolojiye sahip ebeveynle büyümek, çocuk için örseleyici olabildiği için yetişkinlik dönemi ilişkilerine bu durumun etkileri yansır. Bir ayna gibi kendinizin nasıl olduğunu gördüğünüz, öğrendiğiniz ebeveynlerden terk edilme, sevilmeme kaygısı ile büyüdüyseniz yetişkinlik döneminde de ebeveyne benzeyen partnerler tanıdıklık hissinden dolayı daha çekici gelebilir. Bu sefer çocukluktan farklı olarak daha iyi hissettirmesi için o ilişkide daha fazla çabalayan olduğunuzu görebilirsiniz. Bu sefer başarmak istediğiniz ilişki partner ilişkiniz değildir belki de. Erken dönem travmatik yaşantılar, yakın aile içindeki ölümler, zorbalığa uğramak, ilişki travmaları yaşamak da insanlara ve ilişkilere dair olumsuz şemalarla hayata başlamayı kolaylaştırdığı için risk faktörleri içinde alabiliriz. İlişki içinde en sık yaşanan manipülasyonlar “Biz”i koruyacağım derken “ben”den vazgeçmek. Çatışmaktan kaçmak, aman ağzımızın tadı bozulmasın! İlişkinin bitmesinden, konfor alanından uzaklaşmaktan veya ilişki içinde farklı düşünme söz konusu olduğunda kaygılanan insanlar sağlıklı tartışmalara girmekten kaçınacağı için anlaşmazlıklara çözüm odaklı bakmakta da zorlanırlar. Dolayısıyla ilişki içinde yaşanan sorunlara sağlıklı çözümler bulunamaz. Bu da sonu hep tatlıya bağlanan veya sonu hep kavga edilen ama çözüm bulunamayan döngüleri arttırır. Bazen de ilişki içinde diğerinin çok üstüne titreyen, fedakarlık yapan ve bunun karşılığında bir şeyler bekleyen partnerler vardır. Hep haklı çıkan bir taraf için meseleleri çözmek veya empati yapmak ilk öncelik vereceği nokta olmayabilir. Pazarlık etme, şantaj, tehditler, Bağımlı kılma (duygusal, maddi, cinsel) Suçluluk hissettirme, Yerme, değersizleştirme, Yaşam alanına saygı göstermeme, istila etme, onun adına yanıt verme, Bu ile bunun gibi manipülasyon ilişkideki dengeyi bozar. İlişkisellikten beslenen, ilişki içinde büyüyen, gelişen ve onarılan canlılar olarak elbette toksik ilişkilerin bireysel yaşamımızdaki olumsuz etkisini göz ardı edemeyiz. Toksik ilişkilere maruz kalan bireylerde özgüvenin düştüğünü, benlik saygısının azaldığını, yetersiz ve değersiz hissetmenin arttığını, kişilerin kaygı ve depresifliklerinin artabileceğini biliyoruz. Dolayısıyla sağlıklı ilişkiler içinde olan sağlıklı bir birey olabilmek için ilişkilerimizin dengesine bakmakta fayda var. İlişkilerdeki toksik davranışlara maruz kalmamak için; İlişkide olduğunuz insanla kendinizi çok güvende ve iyi hissetmiyorsanız, çoğunlukta tetikte ve dikkat etmem gerekiyor gibi geliyorsa, sevilmek, ilgi görmek, onaylanmak belli şartlara bağlıysa orada pek de sağlıklı bir ilişkiden söz etmek mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda ilişkide olduğunuz partnerin davranışlarını değiştirmesini beklemek yerine enerjinizi ve zamanınızı kendinize kanalize edebilirsiniz. Bu ilişkide kalmak beni nasıl hissettiriyor? Eğer iyi hissettirmiyorsa ve hala ilişkinin devam etmesi için çabalıyorsanız kendinize şu soruyu sorabilirsiniz, bu ilişkide kalmak benim kendimle ilgili neye bakmaktan kaçınmamı sağlıyor? Belki de çalışmanız gereken konu ilişkiyi devam ettirebilmek için yapabilecekleriniz değil de o kişi olmadan da hayatınızı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için kendinizi güçlendirmektir. Sınırlar, bizi ve hayatımızı korur. Gerçekten de kendi sınırlarını iyi bilen ve koruyabilen bir insan ilişkide toksik davranışlara maruz kaldığında bunu daha erken fark eder ve sınırını koyar. Kendi sınırlarımızı ve ilişkideki sınırlarımızı bilmek, tanımak ve uygulamak burada çok iyileştiricidir. Hayatınızı bir pasta olarak düşünürseniz, hayatınızdaki önem verdiğiniz kişiler/olaylar/olgular da bu pastanın dilimlerini oluşturur. Eğer bir kişi veya bir şey pastada çok fazla alan kaplıyorsa, o dilimlerdeki en ufak bir sorun bütün pastanın lezzetini bozabilir. Dolayısıyla hayatınızdaki ilişkinin hayatınızda kapladığı alan dengenizi bozacak kadar fazlaysa önce o dengeyi tekrardan yakalamak gerekir. Başka nelerden hoşlanıyorum, hayatımda nelere, kimlere yer vermek istiyorum, neler beni mutlu ediyor gibi sorularla bu dengeyi tekrar yakalamak için çalışabilirsiniz. Yıkıcı tartışmalar yerine yapıcı tartışmaları tercih edebilirsiniz. Sorunun üzerinde konuştuğunuz, partnerinizin ne demek istediğini anladığınız, ben dili ile duygu ve düşüncelerinizi ifade ederek gerilimi boşalttığınız tartışmalar ilişki için oldukça gereklidir (Couderc,2020). Levine ve Heller’a göre çatışmalarda beş güvenli prensibi kullanmaya çalışabilirsiniz (Partnerinizin iyiliğini göz önünde bulundurmak, o anki soruna odaklanıp çatışmayı genellememek, dahil olmaya ve çözüme istekli olmak, ihtiyaç ve duygularını etkin bir şekilde ifade etmek.) Konu ilginizi çektiyse aşağıdaki kaynaklara göz atabilirsiniz, keyifli okumalar… İmkansız İlişkilerden Mümkün İlişkilere- Bahar Tezcan Bağlanma- Amir Levine& Rachel Heller İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Açtığı Yaraları İyileştirmek- Lindsay Gibson Duygusal Oyunlar- Bahar Tezcan Yaşantı Psikoloji Kategori: İlişkiler Geri Dön