Partner seçimlerimizi nasıl yapıyoruz? Partner seçimi hayatımızdaki önemli kararlardan bir tanesidir. Partnerimiz hayatımızdaki en önemli insanların başında gelir. Bu sebeple de bizim için özel olan bu kişiyi bulmak, bir birliktelik yaratmak ve bunu sürdürmek için zaman ve emek harcarız. Peki hayatımızdaki kişiyi seçerken nelerden etkileniyor olabiliriz? Partner seçiminde karar verme sürecinde bilinçli davranışlar ve değerlendirmeler olabildiği gibi farkında olmadan aldığımız kararlar da etkilidir. Kimi kararlarımız farkındalıkla alınırken, kimi kararlarımızın altında yatan ve ilk bakışta farkında olmadığımız nedenler olabilir. Partnerimize duyduğumuz çekim, duygularımız, ilgimiz, sevgimiz yalnızca rasyonel değerlendirmeler sonucu oluşmaz. İlişkilerin özellikle başlarında, görünüşte açıkça belli olmayan kimi nedenler partnerimize dair yoğun hisler hissetmemize neden olabilir. Bunun sebebi, ilişkilerde çok farklı sebeplerle çekim duyguları yaşadığımızdır. Bağlanma kuramı çerçevesinde kişilerin çocukluk döneminde kendi ebeveynleri ile kurduğu ilişkilerin, kişinin ilişkiye dair bakış açısının temelini oluşturduğu varsayımı vardır. Kişilerin çocukluk dönemindeki bağlanma biçimini yetişkinlikte de devam ettiği hipotezinden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki hepimiz için bize ilk bakım veren kişi, genellikle annemiz ile kurduğumuz bağ ile dünyayı tanırız. Yeni geldiğimiz bu yer hakkında çeşitli fikirler oluştururuz. Ebeveynlerimiz ile ilişkimiz nasılsa, ilişkilerimizin de buna benzer olması gerektiğine dair bir inanç geliştiririz. Dolayısıyla ebeveynimiz ile kurduğumuz ilişki dinamiklerine benzer ilişki dinamikleri kurabileceğimiz kişilere kendimizi daha yakın hissederiz. Kısacası, eşlerin bağlanma örüntüleri, ilişki dinamiklerini etkilemektedir. Bunlarla birlikte kişilerarası ilişkileri ve partner seçimimizi etkileyen temel bazı unsurlar vardır. 1. Yakınlık: Çekim duygularımızı etkileyen unsurlardan bir tanesi de yakınlıktır. İlişkilerin kurulması ve derinleşmesi için mekansal ve coğrafi ortaklık önemli bir faktördür. Partnerler arasında çekimin oluşabilmesi için kişilerin birbirinin algı alanında olması ya da zaman zaman algı alanına dahil olabilecek kadar yakın olması önemlidir. Yakınlık sadece ilişkinin başlarında değil, ilişki sürecinde de ilişkinin korunması ve sürmesi için önemli bir faktördür. Bu sebeple partnerlerin birbirlerinin algı alanında olması, birbirleri için ulaşılabilir oldukları mesajını bir diğerinin almasını sağlar. 2. Tanıdıklık: Bir kişiyi tanıyor olmak o kişiye karşı duygularımızın daha olumlu olması için bir zemin hazırlar. Bu tanıdıklık yalnızca fiziksel olarak tanışmış olmak, birbirini görmüş olmak, sosyal medyadan takip ediyor olmak gibi faktörler değildir. Bu faktörlerin yanı sıra daha önce o kişiye dair herhangi bir yorum duymuş olmak, ortak tanıdıklarınızın varlığını bilmek gibi durumları da içerir. Bizler, daha önceden haberdar olduğumuz uyaranlar karşısında daha güvende hissederiz. Örneğin, daha önce duymuş olduğumuz bir şarkı, daha önce izlemiş olduğumuz bir film, daha önce yemiş olduğumuz bir yemek biz de tanıdıklık hissi uyandırır. Bu tanıdıklık hissi ile birlikte hiç tanımadığımız uyaranlara karşı hissettiğimiz belirsizlikler ve soru işaretleri yok olur. Bilmediğimiz bir uyaran, korku, gerilim, kaygı gibi olumsuz duygular yaratırken, uyaranın tekrarı bunu azaltır. Partner seçiminde de kişilerin birbirlerini bir şekilde tanıyor olması farkında olmadığımız halde zihinsel olarak işleyen bu sebeplerden ötürü partnerimize karşı olumlu duygular beslememize sebep olur. 3. Benzerlik: Kişiler arası ilişkilerde ve partner seçiminde benzerlik de önemli bir faktördür. Kurduğumuz ilişkilerde ortak konuların, beğenilerin, yaşam tarzlarının olması kişilerin birbirlerine daha yakın hissetmelerine olanak sağlar. Bunun yanı sıra, yalnızca partner seçiminde değil arkadaşlık ilişkilerinde benzerlik ortak paydada daha kolay buluşmayı beraberinde getirdiği için önemli unsurlardan biri olarak değerlendirilir. Yaşantı Psikoloji Kategori: İlişkiler Geri Dön