Ergenlerde anksiyete ve başa çıkma yolları Ergenlerde kaygı, batan sinir uçları, gergin veya rahatsız edici hisler, hatta mide de kelebeklerin uçuşması olarak tanımlanmıştır. Tehlikeli veya stresli durumlarla karşılaştığında herkes endişeli hisseder. Kaygı zor durumlara karşı normal bir tepkidir. Fakat ergenlerde bu görüş daha farklı ele alınmalıdır. Özellikle ergenlerde kaygıya sebep olan en büyük faktörler, büyük bir sınava hazırlanmak, evde bulunan ebeveynlerden birinin sağlık problemi veya yaşanan şiddet olayına tanık olma gibi benzeri genel stres kaynaklarının üstesinden gelememektir. Yetişkinlerden daha fazla bağımsızlık istemek, ergenlik döneminin doğal bir parçası olmakla birlikte, günlük işleyişine müdahale eden bir endişe düzeyi yaşamak sadece sağlıksız değil, aynı zamanda bir kaygı sürecinin başlangıç işareti olabilir. Bütün gençler zaman zaman bir miktar kaygı yaşamaktadır. Anksiyete aslında strese verilen normal bir tepkidir ve bazı zamanlarda gençlerin gergin veya zor durumlara karşı başa çıkmasına yardımcı olur. Pek çok genç için toplum içinde konuşma, sınavlar, önemli atletik yarışmalar gibi şeyler huzursuzluk duygusuna neden olabilir. Böyle durumlarda fiziksel olarak, kalp atışlarında hızlanma ve aşırı terleme olabilir. Çoğu zaman beyin endişeli duygulara böyle cevap verir. Diğer bir yandan bağımsızlıkları arttıkça, gençler kendi eylemlerinden sorumlu olma konusunda endişe duyabilirler. Endişeli hissetmek, tıpkı sinirli veya utanmış hissetmek gibi normal duyguların bir parçasıdır. Çoğu genç için kaygı atakları çok uzun sürmez ve kendi kendine geçer. Ancak bazı gençler için endişe atakları çok uzağa ya da o kadar yoğun ki gündelik aktivitelerini yapmalarını engeller. "Bitmeyen ve zamanla kötüye giden kaygılar görülebilir" Bu durum çocuğunuzun “en uç noktayı” veya “yaralandığını” hissettiği zamanlardır. Genellikle, hatta çoğu zaman net bir nedenden ötürü pek çok şey için endişelenir veya rahatlayamaz. Çocuğunuzun korku ve endişe nedeniyle alıştığı şeyleri yapmayı bırakması veya tepkilerinin onu gündelik şeylerin tadını çıkarmasını engellediğini hissedebilirsiniz. Bu durum bitmeyen ve günlük yaşama müdahale eden endişe ataklarına örnek olabilir. Ergenlik döneminde kaygıyı nasıl tanırız? Gençlerin büyüdükçe çok çeşitli fiziksel ve duygusal değişiklikler yaşadıkları göz önüne alındığında, bir kaygı bozukluğu tespit etmek zor olabilir. En basit örneği ise hormonların yol açtığı bir takım değişiklikler olabilir. Dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar ise şu şekildedir; 1.Duygusal değişiklikler Açıklanamayan patlamalar, konsantrasyon bozukluğu, sürekli olarak sinirli ve gergin hissetme en belirgin duygusal değişikliklere örnek verilebilir. 2.Sosyal değişiklikler Kaygı, arkadaşlıkları olumsuz yönde etkileyebilir. Sürekli olarak görüştüğü arkadaşlarıyla sosyal etkileşimlerden kaçınmak, ders dışı etkinliklerden kaçınma, akran grubundan kendini izole etme ve yalnız başına zaman geçirme süresinin artması gibi değişiklikler gözden kaçmamalıdır. 3.Fiziksel değişiklikler Anksiyete ile ortaya çıkabilecek fiziksel şikayetlerin çoğu, yaşlandıkça artma eğiliminde olan ortalama gençlik şikayetlerini taklit etmektedir. Kalıplara dikkat etmek önemli olabilir. Örneğin baş ağrısı endişelenmek için bir neden olmamalı, ancak sık görülen baş ağrıları bir kırmızı bayraktır. Yaygın olarak görülen psikosomatik şikayetler konusunda dikkatli olmak gerekir. Örneğin; migren, sindirim problemleri, aşırı yorgunluk, yeme alışkanlıklarındaki değişiklikler, uyku problemleri (zor uykuya dalmak, sık görülen kabuslar, uykuyu alamamak vb.) 4.Okul performansında düşüş Kaygıların uyku alışkanlıklarından yeme alışkanlıklarına kadar fiziksel sorunları nedeniyle her şeyi etkileyebileceği göz önüne alındığında, zayıf akademik performansın kaygıdan kaynaklanabileceği şaşırtıcı değildir. Okuldan kaçınma, kaygı ile ilgili hastalık nedeniyle kaybedilen günler ve sürekli endişe, endişeli gençlerin iş yüklerine ayak uydurmalarını zorlaştırabilir. Notlarında düşüş, cevapsız bırakılan ödevler, ödevleri erteleme gibi değişiklikler gözlemleyebilirsiniz. Tüm bunlar ele alındığında yapılması gereken tek şeyin ebeveynin panik yapmaması olacaktır. Kulağa her ne kadar zor bir süreç gibi gelse de en önemli adım bu durumu kabullenmek olup doğru bir uzman arayışında olmak olacaktır. "Duygu ve düşüncelerini ciddiye alın" Unutmayın ki ergenlik, gençlikten, bağımsız bir bireye doğru olgunlaşma aşamasıdır ve bu süreçte aşırı endişeyi ortadan kaldırmak çok kolay olabilir. Aşırı endişe nedeniyle gereksiz acılardan kaçınmak ve ihtiyaç duydukları yardımı almak için onun duygu ve düşüncelerini ciddiye almalısınız. "Çocuğunuzu istediği zaman sizinle konuşmaya teşvik edin" Çocuğunuz her zaman onun yanında olacağınızı bilmeli. Çocuğunuzu sorgulamaktan kaçının. Onu neyin rahatsız ettiğini sormak yerine, "Benimle bir şey hakkında konuşman gerekirse, dinlemek için her zaman buradayım" gibi şeyler söyleyin. Çocuğunuzun kendi isteğiyle size açılmasına izin verin. Kaygı, üzüntü ve stres gibi duyguları her yaşta konuşmak zordur. Ancak ısrarcı olun ve çocuğunuza onu sevdiğinizi ve gerçekten yardım etmek istediğinizi bildirin. "Çocuğunuza problem çözme becerisini öğretin" Karar vermek için bir sürece sahip olmak, çocuğunuzun zor kararları daha kolay yönetilebilir hale getirerek kaygıyla baş etmesine yardımcı olabilir. Gençlere problem çözme süreci hakkında bilgi vererek problemler üzerinde çalışmasına yardımcı olun. "Başkalarıyla bağlantı kurmasına yardımcı olun" Endişeli veya stresli hissediyorsanız, başkalarıyla bağlantıda kalmak önemlidir. Çocuğunuzun endişe ile mücadele ederken aile üyeleri ve arkadaşlarına zaman ayırdığından emin olun. Çocuğunuzun arkadaş edinmesine izin verin. Bu süreçte aile ile beraber vakit geçirmek çocuğunuz için yararlı olacaktır. Haftada en az birkaç kez aile yemeği yemeye çalışın. "Olumlu düşünmeyi teşvik edin" Çocuğunuza, hayata dair olumlu bir bakış açısı kazanmasını teşvik ederek yardımcı olabilirsiniz. Çocuğunuzun gelecek hakkında olumlu hissetmesini sağlayın. Tutku ve ilgi alanlarını araştırması için onu teşvik edin. İsteklerini ve hayallerini destekleyerek geleceğe yönelik hırsları keşfetmelerini sağlayın. "Sağlıklı beslenme ve egzersiz için teşvik edin" Çocuğunuzun fiziksel olarak sağlıklı olması, çocuğunuzun duygusal olarak nasıl hissettiği konusunda büyük bir rol oynayabilir. Çocuğunuzun sağlıklı beslendiğinden ve gün içerisinde yeterli fiziksel aktivite yaptığından emin olun. Buzdolabınızı sağlıklı yiyeceklerle doldurun. Atıştırmalıklar için meyve ve sebzeleri hazır bulundurun. Evinizde şeker veya kafein içeriği yüksek olan içecekleri kullanmaktan kaçının, çünkü bu maddelerin her ikisi de kaygı artışına neden olabilir. Her gün biraz fiziksel aktivite yapması için çocuğunuzu teşvik edin. Bu noktada aile ile yapılacak uzun yürüyüşler hem iletişiminizi güçlendirecek hem de çocuğunuzun sizinle iletişim kurmasını daha kolay hale gelecektir. Anksiyete gençlik yıllarının büyük bir parçasıdır. Okul baskısı, sosyal yaşam ve ders dışı etkinlikler ile birçok genç çok fazla stres hissediyor. Bununla birlikte, endişe her zaman kişiyi tüketilebilir ve genellikle bir zihinsel sağlık bozukluğunun belirtisidir. Çocuğunuza yardımcı olmak için yapabileceğiniz birçok şey var. Tıkandığınız noktada yardım almaktan kaçınmayın. Kaynakça; https://www.psychologytoday.com/intl/blog/ending-addiction-good/201608/four-things-you-should-know-about-adolescent-anxiety https://www.psycom.net/hidden-signs-teen-anxiety/ https://raisingchildren.net.au/teens/mental-health-physical-health/stress-anxiety-depression/anxiety https://www.wikihow.com/Help-Your-Teen-Cope-With-Anxiety Çeviri: Yaşantı Psikoloji Kategori: Çocuk-Ergen Geri Dön