Yeme bozuklukları riski taşıyor muyum? Yeme bozuklukları, kişilerin çeşitli bakımlardan iyi oluş halini ciddi biçimde etkileyen; yelpazesinde anoreksiya nevroza, bulimiya nevroza, tıkınırcasına yeme bozukluğu, geri çıkarma bozukluğu ve kaçıngan/ kısıtlayıcı yiyecek alımı bozukluğu gibi çeşitli hastalıkları barındıran bir ruhsal bozukluktur. “Ben neden yeme bozukluğuna yakalandım?” sorusunun ise tek bir yanıtı yoktur; yani yeme bozukluklarının birçok faktörün bir araya gelmesi ile oluştuğunu belirtmek mümkündür. Peki o halde kimler yeme sorunları yaşıyor? Bu durum hangi özellikleri taşıyan kişilerde daha sık görülüyor? Bu noktada kişilerin yeme bozukluğu geliştirmesinde riskli olarak değerlendirilen bazı faktörler bulunuyor. Bu faktörleri şu şekilde sıralamak mümkün: Biyolojik Profil Araştırmalara göre yeme bozukluğunda genetik geçişler etkin bir rol oynuyor; yani birinci derece akrabalarınızda yeme bozukluğu bulunuyorsa sizin de bu hastalığı yakalanma riskiniz kalıtım sebebiyle artabiliyor. Bununla birlikte çeşitli hormonel durumlar ve beyinde bilişsel esneklik, baskılama ve ödül mekanizmaları ile ilintili olan bölgelerin aktivasyonundaki problemlerin de yeme bozukluğu riskini arttırdığı yapılan çalışmalarla gösteriliyor. Ancak unutmamak gerekir ki bu biyolojik faktörlerin sizde barınıyor olması demek, mutlaka yeme bozukluğuna yakalanacağınız anlamına gelmiyor. Beden Memnuniyetsizliği Yeme bozukluklarının deyim yerindeyse “bel kemiği” niteliğinde olan risk faktörleri ise, beden algısı ve beden memnuniyetsizliği. Kişinin bedeninden memnun olmaması ve bedenine yönelik negatif bir tutumda olması, duygularında ve kendine yönelik davranışlarında oldukça belirleyici bir rol oynuyor. Kişinin bedeninden memnun olmaması, kendisini bir yandan suçlu, kaygılı ve öfkeli hissetmesine neden olurken öte yandan yemeyi kısıtlama, katı rejimler ve yediği yiyeceklere yönelik telafi davranışları (aşırı spor gibi) geliştirmesine sebep olabiliyor. Diyet Kültürü Yapılan araştırmalara göre, katı diyet türlerine uygun şekilde beslenmeye çalışmak, kişilerin yeme bozukluğu geliştirme riskini 5 ile 18 kat arasında arttırıyor. Kişilerin özellikle bir “yasaklı yiyecekler” listesini takip ediyor olması, yasak olan yiyecek her ne ise o yiyecek üzerinden tıkınma davranışı geliştirmeleri ihtimalini arttırıyor. Yaş ve Cinsiyet Yeme bozuklukları ergenlikten itibaren her yaş grubunda görülebilir olsa da özellikle 15-24 yaş aralığı yeme bozukluğu geliştirmek adına riskli bir yaş grubu olarak görülüyor. Cinsiyet bazında ise kadınlarda kendini olduğundan daha kilolu olarak algılama ve yemeyi kısıtlama davranışı yeme bozuklukları için risk oluştururken; erkeklerde daha çok kas yoğunluğunu arttırmaya yönelik davranışların artışı bir risk faktörü olarak görülüyor. Kişilik Özellikleri Kişi, mükemmeliyetçilik özelliklerini yoğunlukla gösteriyor ve duygusal denge özelliklerinde bir o kadar zorlanıyorsa bu durum, kişinin duygudurumunun daha negatif yönelimli olmasına, esneklikten yoksun olmasına; haliyle yeme bozukluğu oluşumu için uygun bir ruhsal durumun oluşmasına sebep oluyor. Ailesel faktörler Diğer tüm ruhsal bozukluklar gibi yeme bozukluğunda da oldukça önemli bir risk faktörü: Ailenin aşırı eleştirel, kötücül, otoriter-baskıcı, duyguların bastırılmasını teşvik eder tarzdaki tutumları, çocuğa yeterince uygun problem çözme becerilerini kazandıramamış olmaları ve aile içi iletişimin zayıf olması yeme bozukluklarına sebep olan bir diğer durum olarak görülüyor. Duygu Düzenleme Becerileri Duygu düzenlemede yaşanan zorluklar, yeme bozuklukları oluşumu için bir diğer risk faktörü. Kişiler duygularını bastırmaya ya da inkar etmeye yatkınlarsa, yaşadıkları olumsuz durumlar karşısında artan negatif yüklü duygularını yönetmekte daha çok zorlanıyorlar. Bu durum ise yeme bozukluğu gelişiminin riskini arttırıyor. Travma Son yıllarda yapılan çalışmalara göre yeme bozukluklarında risk faktörü olarak bilinen bir diğer faktör, travma. Özellikle fiziksel ve duygusal istismara maruz kalmış çocukların, ileriki yaşlarında yeme bozuklukları geliştirme ihtimalinin yükseldiği biliniyor. Sosyal Medya Yeme bozuklukları riskine günümüzde katkısı olan en önemli faktörlerden biri ise sosyal medya. Sosyal medyada sunulan gerçek dışı “ideal beden” tipleri, aksinin yetersiz olduğu şeklinde sunulan aşırı yoğun spor programları ve popülarite katacağı yönünde desteklenen rejim türlerinin, kişilerin beden memnuniyetsizliğini arttırdığı; dolayısıyla yeme bozukluğuna giden yolda önemli ölçüde tehlike oluşturduğu bilinen bir diğer gerçek. Eğer bahsedilen bu risk faktörlerini taşıdığınızı ve bunların yeme ile ilişkinizi etkilediğini düşünüyorsanız aklınızda “ne yapmalıyım?” sorusu beliriyor olabilir. Öncelikle içsel farkındalığınızı arttırmanın ve yeme ile ilişkinizin bozulduğunu düşündüğünüz durumların doğasını incelemenin, kendinize destek verebilmek adına yardımcı faktörler olduğunu belirtmek mümkün. Bununla birlikte çeşitli terapi ekollerinin, size ve sorununuza uygun teknikleri içeren önleyici çalışmalarının olduğunu bilmeniz oldukça önemli. Bu önleyici çalışmalar sayesinde hayat kalitenizi oldukça düşürebilecek olan yeme bozuklukları kapsamındaki hastalıklardan korunabilirsiniz. Yaşantı Psikoloji Kategori: Yeme Sorunları Geri Dön