Ekonomi ruh sağlığımızı nasıl etkiliyor? Ekonomide yaşanan olumsuz gelişmeler doğrudan ve dolaylı olarak ruh sağlığınızı etkiler. Ekonomi alanında yaşanan problemlerin kamusal alandaki etkilerinin başında işsizlik, gelir dağılımında dengesizlik, gelirin sağlandığı para biriminin değer kaybetmesi gibi durumlar gelebilir. Bunların sonucu olarak da ekonomik krizler, sosyoekonomik düzeyde düşüşler, işten çıkarılmalar gibi birtakım olumsuz koşullar ortaya çıkar. Örneğin, ekonominin bu durumu ile kişi işten çıkarılabilir ya da beklediği maaş artışını alamayabilir. Bu durumlar kişinin hayal kırıklığı yaşamasına, üzgün, çaresiz hissetmesine neden olur. Böyle durumlardan da görebileceğimiz gibi ekonominin ruh sağlığı üzerine doğrudan etkileri vardır. Elde edilen gelirin yetersiz kalması veya herhangi bir gelir elde edilememesi kişinin yetersiz olduğunu düşünmesine neden olabilir. Yetersiz olduğunu düşünen bir birey, bakımından sorumlu olduğu kişilerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayamadığını düşündüğü için kendini öfkeli, kaygılı veya birtakım olumsuz duygular içinde bulur. Kişinin hissettiği bu olumsuz duygular kurduğu ilişkilere ve günlük hayatına da yansır. Bu durum da ekonomin dolaylı etkisine örnek verilebilir. Ayrıca, ekonomik koşullar ve ruh sağlığı arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmalarda genellikle ekonomik krizin yaşandığı dönemlerde depresyon ve kaygı bozukluğu başta olmak üzere pek çok psikopatolojinin artmış olduğu görülmektedir. Ekonomik kriz ortamı, psikolojik iyi oluşu zedeliyor Ekonomik problemler olduğunda çalışma ortamları da daha stresli bir hal almaya başlar. Kimi zaman işten çıkarılmalar, kimi zaman maaş zamlarının olmaması, kimi zaman yeni personel alımının olmaması nedeni ile mevcut iş yükünün giderek artması gibi durumlar ortaya çıkar. Ayrıca, ekonominin olumsuz yöndeki seyri işveren ve kurucuların duydukları kaygı nedeni ile çalışandan beklentilerinin arttığı bir dönem olabilir. Bütün bu unsurlar düşünüldüğünde çalışanlar, çalışma ortamında önceden sahip olduğu konforu kaybetmeye başlar. Çalışma ortamı daha stresli ve gergin bir hal alır. Bunun yanı sıra, kişiler işlerini kaybetmekten dolayı da sürekli bir kaygı yaşayabilir. Bu kaygı kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyebileceği gibi kimi zaman da işveren tarafından mobbinge maruz kalmasına neden olabilir. İşini kaybetme kaygısı yaşayan kişilerin bu kaygısı sömürülmeye başlanıp, iş tanımında olmayan görev ve sorumluklar istenebilir. Kişinin iş tanımı içerisinde olan sorumluluklarında bir artış yapılıp, daha yoğun ve hızlı çalışması beklenebilir. Kısacası, sözel ya da örtük bir şekilde kişinin verilen işleri yerine getirmediği takdirde işini sonlandırılabileceği mesajı verilebilir. Bu mobbing, umutsuzluk, çaresizlik, yılgınlık, hayattan keyif alamama gibi pek çok duygudurumunu beraberinde getirerek kişinin anksiyete ve depresyon başta olmak üzere alkol kötüye kullanım, kendine zarar verme düşünceleri, öfke patlamalarının tetikleyicisi olur. Ekonomik problemler karşısında mevcut koşulların ne zaman iyileşeceği, bu iyileşmenin ne ölçüde olacağı gibi pek çok soru işareti ile beraber belirsizliğin içinde bulur kendini. Belirsiz olan durum yalnızca kişinin kendi gelir düzeyi değil aynı zamanda kamusal alandaki ekonomik krizinin boyutlarıdır da. Örneğin, ürünlerin sürekli zamlanmasının ne kadar süreceği ve alım gücünün temel ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamayacağı gibi sorular da belirsizlik içinde kalır. Belirsizlik durumları artıkça kişinin belirsizliğe tahammül etme seviyesi düşer. Hayatında birçok belirsizlik olduğu için bunları tolere etmekte zorlanır ve yoğun bir kaygı yaşayabilir. Ekonomi ilişkilere nasıl yansıyor? Ekonomik problemler iş dışı stres kaynaklarını da tetikler. Aile ile ilgili roller, sorumluluk ve beklentiler bireyin kendisi ile ilgili sorunlar, kariyer beklentisinin düşüşü, maruz kaldığı iş dışı örseleyici yaşam deneyimleri, sosyalleşme olanaklarının yetersizlikleri bunlardan bazılarıdır. Ailenin geçimini sağlayan bireyin gelirinin yetersiz kalması, zamlar karşısında giderek yoksullaşması, işini sürdüren bireyin tüm geçim sorumluluğunu üstlenmek için aşırı ve güvencesiz işlerde çalışması gibi sonuçlar doğurmaktadır. Kriz dönemlerinde aile bu yönde değişim geçirirken bir yandan aile dayanışmasına ihtiyaç artar. Fakat ekonomik durumun getirdiği bu olumsuz duygular aile dayanışması yerine zaman zaman aile bütünlüğünün zedelenmesi ile sonuçlanabilir. Ekonomik problemlerin toplumsal boyutta olması sosyal ilişki kurduğumuz ortamlarda da konuşma başlıklarının ekonomiye dair olmasını doğurabilir. Bu durumda ekonomik zorlanmalar yaşayan bir kişi sosyalleştiği ortamlarda da rahatlayamayıp, konuşmalar ile tekrar tetiklenip kötü hissedebilir. Ekonomik problemler olduğunda da temel ihtiyaçlarımızı devam ettirmek zorunda olduğumuz için tasarruf yapabileceğimiz kısım genellikle sosyal hayat olur. Kısıtlı sosyal imkanlara sahip olup, sosyalleştiğimiz anda da bu problemlerin konuşulması tekrar bir yılgınlık ve karamsarlığa neden olabilir. Ekonominin ruh sağlığına olumsuz etkisi ile nasıl baş edilebilir? 1. Herhangi bir harcama yapmaksızın da iyi hissedebildiğimiz bazı rahatlama alanları vardır. Bu her birey için değişir. Kimisi yürüyüş yapmak ile iyi hissederken kimisi için bunun yolu bir kahve içmektir. Bu nedenle, keyif aldığınız bu rahatlama alanlarını mutlaka gün içerisinde uygulamaya çalışın. 2. Bulunduğunuz sosyal ortamlarda veya aile ortamında ekonomik problemlerin sürekli konuşulmasının önüne geçmeye çabalayın. Bu yaşamın bir parçası olduğu için yok saymak mümkün değilse de yaşamın diğer parçalarını da hatırlayıp başka konularda da konuşmak daha iyi hissettirir. 3. Zorlandığınız ve kötü hissettiğiniz durumlarda yardım istemekten çekinmeyin. Kimi zaman yaşadığınız stres nedeni ile ailenizin beklentilerinin bir kısmını gerçekleştiremiyor olabilirsiniz. Bu durumu aile üyelerinizle konuşup desteklerini almak iyi gelecektir. 4. Plan yapmak, hissedilen belirsizlik kaygısını azaltır. Bu nedenle önünüzdeki süreçte nasıl bir yol izleyeceğinize dair bir plan yapabilirsiniz. 5. Olumsuz duygu durumu yaşarken bu duyguyu regüle etmek için sosyal destek büyük bir önem taşır. Bu nedenle beraber olmaktan hoşlandığınız insanlar ile beraber belirli aralıklarda planlar yapabilirsiniz. 6. Hayatınızda daha öncede buna benzer zorlukların olduğu dönemleri kendinize hatırlatabilirsiniz. Hayat, doğrusal bir çizgi değil engebeli bir yoldur. Birçok olumsuz dönem gibi, o zorlukların da geride kalmış olduğunu fark etmek önemlidir. Yaşantı Psikoloji Kategori: Kaygı-Anksiyete Geri Dön