Depresyon nedir? Depresyon nedir? Depresyon birden çok anlamda kullanılan bir kelimedir. Çoğu zaman insanlar bu kelimeyi, keyifsiz, mutsuz hissetme, karamsar olma gibi, zaman zaman hepimizin yaşadığı hüzün duygusunu tarif etmek için kullanırlar. Ancak psikolojik bir rahatsızlık olarak depresyon, bu kısa süreli duygusal dalgalanmalardan fazlasıdır. Depresyonun türkçe literatür karşılığı çökkünlük olarak geçmektedir. Depresyon yani çökkünlük, duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı etkileyen, bedensel bir takım belirtilerin eşlik ettiği psikolojik bir rahatsızlıktır. En az iki hafta süren, mutsuz ve umutsuzluğun belirgin olduğu çökkün bir ruh hali, geleceğe ve hayata dair karamsar düşüncelerin hakim olduğu, ilgi ve motivasyon kaybının günlük aktiviteleri kısıtladığı, enerjisizlik, uyku problemleri ve yorgunluk gibi birçok belirtinin bir arada seyrettiği, ciddi ancak çözümü olan bir rahatsızlıktır. Toplumlarda oldukça sık görülür, yaygınlığı kadınlar arasında erkeklere oranla fazladır ve hemen hemen her yaşta, hatta çocuklukta bile ortaya çıkabilir. Depresyon belirtileri Bireyleri çok farklı şekillerde etkileyerek, çeşitli duygusal, davranışsal, düşünsel ve bedensel belirtilere sebep olabileceği gibi, bu belirtilerin sıklığı, şiddeti ve nasıl ortaya çıktığı bireysel farklılıklara göre değişiklik gösterebilmektedir. Bu belirtilerin ortaya çıktığı alanlar şu şekildedir; 1. Duygusal belirtiler Depresyondaysanız üzgün, umutsuz, karamsar, huzursuz, tedirgin, kırılgan ve alıngan hissedebilir ve kolayca ağlayabilirsiniz. Derin değersizlik, çaresizlik ve suçluluk duygularıyla bu depresif ruh haline saplanıp kalmış hissederek, çabuk öfkelenme gibi duygusal belirtiler yaşayabilirsiniz. 2. Düşünce alanında belirtiler Depresyondaysanız düşünceleriniz genellikle geçmiş olumsuz yaşantılarla ya da gelecekte olmasından korktuğu olumsuz olaylarla meşguldür. Hayata, geleceğe ve içinde olduğunuz bu duruma dair kötümser düşüncelerle dolu hisseder ve hiçbir şekilde bundan kurtulamayacağınıza inanırsınız. Yaşanan depresyonun şiddetine göre intihar düşünceleri ortaya çıkabilir. Dalgınlık, unutkanlık, odaklanamama ve karar vermekte zorluklar yaşarsınız. 3. Davranışsal belirtiler Sosyal olarak geri çekilme, insanlardan uzaklaşma ve yalnız kalma, pasiflik,yaşam enerjisini kaybetme ve günlük aktiviteleri yerine getirememe, yataktan kalkamama, hissedilen huzursuzluğa bağlı yerinde duramama ve tepkisel davranışlar, öfkeli tepkiler gibi çeşitli belirtiler görülebilir. 4. Bedensel belirtiler Enerjisizlik, uyku problemleri, normalden çok uyuma ya da uykuya dalmakta zorluk, uyuyamama, iştah kaybı ya da aşırı yeme, sebebi bulunamayan baş, boyun, sırt ağrıları, mide ve sindirim sorunları, yorgunluk, bitkinlik ve cinsel istek kaybı gibi çeşitli bedensel tepkiler ortaya çıkabilir. Depresyon bu belirtilerin toplamı olarak kendini gösterir ancak türüne, şiddetine göre, bu belirtilerin yoğunlukları farklılıklar gösterebilir. Depresyon Türleri 1. Majör Depresyon Çok sık görülen bir türüdür. Günlük aktiviteleri ve günlük hayatı çok yoğun bir şekilde etkileyerek, ciddi işlevsel bozulmalara yol açar. Majör depresyondaki kişi, derin bir ıstıraba ve umutsuzluğa gömülmüş gibidir ve kendini uyuşmuş gibi hisseder. Çalışamaz, uyuyamaz, yemek yiyemez ve herşeye karşı ilgisizdir. Bu nedenle majör depresyon aslında toplumda ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkar. Ayrılık, ölüm, boşanma, sevdiğin birini kaybetmek, mezuniyet, iş kaybı, emeklilik, taşınma gibi büyük hayat değişimleri yaşamak, sosyal olarak izole olmak, travmatik yaşantılar gibi tetikleyicilerle ortaya çıkabilir. 2. Distimi Distimi, majör depresyona göre daha hafif düzeyde ve uzun süreli, kronik bir depresyondur. Şiddeti daha hafif olduğu için gözden kaçırılması ve yanlış tanı konması gibi problemler yaşanabilir. Çünkü, distimi kişinin göreceli olarak günlük aktiviteleri ve işlevselliklerini sürdürebildiği bir depresif bozukluktur. En az iki yıl süreyle umutsuz, endişeli, karamsar, huzursuz hissetme hali, kolayca bunalma, hayal kırıklıkları ve stresli yaşam olaylarıyla başa çıkamama, ilgi ve istek kaybı gibi belirtilerle ilerler ve çoğu kez kişinin bir parçası, onun bir özelliği gibi görülerek bir hastalık olduğu düşünülmez. Distimik bozuklukta bazen depresyon atakları da görülebilir. Genellikle travmatik erken çocukluk yaşantılarının varlığı bu distimik bozukluğun görülme ihtimalini arttırmaktadır. 3. Atipik Depresyon Aşırı uyku hali, iştah artışı, yaşanılan olaylara aşırı duygusal tepkiler verme, hassasiyet gibi genellikle akşam saatlerinde yoğunlaşan depresif belirtiler görülür. Kişi yaşanan olaylar karşısında aşırı sevinç ya da üzüntü gösterebilir. 4. Bipolar Bozukluk Bipolar bozukluk bazen aşırı coşkulu halin belirgin olduğu mani dönemi, bazen çökkünlük belirtilerinin belirgin olduğu dönemlerin olduğu iki uçlu bir bozukluktur. Birbiri ardına alevlenmeler şeklinde seyreder. Manik-depresif bozukluk, bipolar bozukluğun en ağır halidir. Manik dönem hızla ortaya çıkar ve bu dönemin başlangıcında kişi aşırı coşkulu, herşeyi yapabilir hisseder, enerjiktir,uyku ihtiyacı duymaz, konuşma gibi motor faaliyetler hızlanır. Sürecin devamında düşünceler düzensizleşir ve sanrılar ortaya çıkabilir. Çökkünlük dönemi ise bu sürecin arkasında haftalar içinde ortaya çıkar ve majör depresyon belirtilerinin ağırlıklı olarak gözlendiği bir dönemdir ve genellikle mani döneminden uzun sürer. Genetik etmenler bu bozukluğun ortaya çıkmasında azımsanmayacak bir paya sahiptir. Genellikle stresli ve travmatik yaşam olayları, mevsimsel değişiklikler ve uyku düzensizlikleri tetiklenmesinde önemli rol oynar. 5. Mevsimsel Depresyon Yılın sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan, yılın aynı zamanlarında tekrar eden ve en az iki yıl içinde tekrarlayan bir şekilde ortaya çıkan bir türüdür. Bazen ilkbahar ve yaz aylarında ortaya çıkan bir tipi de olabilmektedir. 6. Postpartum Depresyon Yeni anne olan kadınların doğumdan hemen sonra ya da bir yıl içinde yaşadıkları oldukça ağır belirtileriyle seyreden bir türüdür. Hafif bir hüzünlü olma şeklinde olabileceği gibi yoğun mutsuzluk, karamsarlık, takıntı, endişe, umutsuzluk, çaresizlik ve yalnız hissetme duygularının hakim olduğu, ağlama krizleri, kendine ve bebeğe zarar verme gibi yıkıcı takıntılı düşüncelerin görülebildiği bir yoğunluğa kadar ulaşabilmektedir. 7. Psikotik Depresyon Belirtilerine halüsinasyon ve hezeyanların eşlik ettiği, yoğun suçluluk, günahkarlık duygularının olduğu, psikomotor bozuklukların sıklıkla görüldüğü, gerçeklikten kopmaların olabildiği bir türüdür. Majör türünden genellikle daha şiddetlidir. Depresyonun Nedenleri Genellikle birden çok nedenden kaynaklanır, sadece tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkması oldukça nadirdir. Nedenleriyle ilgili pek çok araştırma ve açıklama vardır. Bu noktada depresyona sebep olabilecek biyolojik etmenler, yaşanan geçmiş ya da şimdiki stresli ve travmatik olaylar, kişilik yapısı, genetik gibi birçok etmen göz önünde bulundurulmalıdır. Beyinde salgılanan kimyasalların dengesinin bozulması çökkünlük belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olan önemli biyolojik etmenlerdir. Çocukluk döneminde yaşanmış olan duygusal, fiziksel ve/veya cinsel ihmal ve istismar yaşantılarının bulunması, erken ebeveyn kaybı gibi geçmiş travmatik yaşantıların bulunması da çökkün duygu duruma yatkınlığı oluşturan etmenlerdendir. Ailede depresyon geçmişi bulunan birinin olması da genetik olarak yatkınlık yaratarak, depresyona girmeyi kolaylaştırıcı bir neden olabilir. Ancak ailede böyle bir öykünün olması, o aile bireylerinin mutlaka depresyon yaşayacağı anlamına gelmez. Bu noktada birden fazla etmenden bahsedilmelidir. Bu bahsedilen etmenlerden bazıları hazırlayıcı bazıları tetikleyici olabilir. Şimdiki zamanda yaşanan kayıp, yas, ayrılık, iş-ev değişikliği, mezuniyet gibi büyük yaşamsal olaylar ya da evlilik, ilişki sorunları, hastalıklar, stresli yaşam olayları ve zorlayıcı yaşam koşulları da tetikleyici etmenler olarak tanımlanabilir. Depresyondan Kurtulmak Sıkça görülen, ciddi ancak çözümü olan bir ruhsal rahatsızlıktır. Fakat çoğu zaman bireylerin tek başına bu çözüme ulaşması ve kurtulması mümkün olmaz. Bu noktada uzman kişilerden destek almak oldukça önemlidir. Belirtilerinin yoğunluğuna, şiddetine ve sıklığına göre antidepresan ilaç ve psikoterapinin birlikte ya da ayrı kullanılması depresyondan kurtulmanın parçalarını oluşturur. Majör depresyon gibi şiddetli, yoğun bir depresyonda genellikle hem ilaç, hem psikoterapinin birlikte yürütülmesi en sık başvurulan yöntemdir. İlaç düzenlemelerini konusunda uzman psikiyatrların, psikoterapilerinin yürütülmesini de yine konusunda uzman psikologların yürütmesi gerekir. Psikoterapi, depresyondan kurtulmanın oldukça önemli bir kısmını oluşturur. Kişilerin olumsuz düşünce ve davranışlarının ele alınarak değiştirilmesine yardımcı olmak ve tekrar günlük aktivitelere uyum sağlamasına yardımcı olunması hedeflenir. Depresyonun altında yatan geçmiş travmatik yaşantılar tekrar ele alınarak, kişinin bunlarla baş edebilme becerisini oluşturmasına yardımcı olmak psikoterapinin hedeflerindendir. Uzman Klinik Psikolog Nilgün Hasan Dereköy Kategori: Depresyon Geri Dön